Emrolunduğumuz Gibi, İstikamet İlahi Denge , Osman Nuri Topbaş
Sayı : 495   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Ä°rfan Mektebi

Osman Nuri TopbaÅŸ

EmrolunduÄŸumuz Gibi, Ä°stikamet Ä°lahi Denge

  • 08 AÄŸustos 2017
  • 2651 Görüntülenme
  • 416. Sayı / 2017 AÄŸustos



Peygamberlerden tutun sıradan fertlere kadar Cenab-ı Hak, insanoÄŸlunu daima ibtilâ ummanlarında dev çalkantılara tâbî tutmuÅŸtur. Üstelik en deÄŸerli olanları, yani peygamberleri, çalkantıları daha büyük dalgaların, çilelerin ve ıstırapların ortasına atmıştır. Basamak basamak ibtilâları kuvvetli kullardan zayıfa doÄŸru sıralamıştır. Çünkü Olgunluk ve mükemmelliÄŸin, ÅŸuur ve iradenin en yerinde tecellisi böyle gerçekleÅŸmektedir.

 

Bir mü’minin yaÅŸayışı, her bakımdan denge ve istikrar içerisinde olmalıdır. Aile hayatı da, eÄŸitim hayatı da, ticarî hayatı da, içtimai hayatı da daima ilâhî bir denge etrafında ÅŸekillenmelidir. Asla iki artı kutup da olsa yani günümüzde pek çoklarının yaptığı üzere kendisini ibadete verip evlâdını yetiÅŸtirme mesuliyetini ihmal etmemelidir. Yani mesuliyetlerimizde sadece bir yöne aşırı bir ÅŸekilde kapılıp da diÄŸer tarafı unutmamalıdır.

 

Ä°badetlerde bile aşırılığa müsaade edilmediÄŸine göre, artık baÅŸka hiçbir meselede itidal ve orta yoldan ayrılmak doÄŸru olmaz. Bu sebeple yeme, içme, giyinme gibi maddî ihtiyaçları karşılarken de itidalden ayrılmamalıdır. Zengin bile olsa denge ÅŸarttır. Yani imkânım var diye oburluÄŸa dalmamalı, açık büfelere koÅŸarak mideleri tıka basa doldurmamalıdır. Yoksa bedenin sıhhati de ruhun sıhhati de tehlikeye girer.

 

 

Kur’an-ı AzîmüÅŸÅŸân’ında Cenab-ı Hak, yaratılış gayemizi ÅŸöyle beyan buyurur:

“Ben cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyat, 51/56)

Bu ilâhî gayenin, yani kulluÄŸun tam olarak gerçekleÅŸmesi, daha açık bir ifadeyle ÅŸuurlu bir kıvamda olması için Cenab-ı Hak; insan hayatını belli med-cezirlerle muhatap bir vasıfta düzenlemiÅŸtir. Ta ki insanoÄŸlu kuru kuruya deÄŸil, kendisine verilmiÅŸ olan iradeyi en güzel ÅŸekilde kullanarak tercihli ve istekli bir vasıfta kulluk yapsın. Nefsani arzulardan vazgeçmeleri de manevi ve ruhani hasletlere yönelmeleri de ÅŸuurla tecelli etsin. EÄŸer med-cezirler olmasaydı, imtihan olmanın mantığı ortadan kalkar, insan da otomatiÄŸe baÄŸlanmış otomat bir makine gibi olurdu ki, hiçbir manası olmazdı. Ä°ÅŸte bu sebeple insan için ÅŸuurlu davranışı test edecek en yegâne gerçek, hayattaki;

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

416. Sayı Ağustos 2017