Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Başyazı

Abdullah Büyük

Zeki Talebeler Müslümanların Ortak Değerleridir

  • 06 Ağustos 2018
  • 1949 Görüntülenme
  • 428. Sayı / 2018 Ağustos



Bugün insanoğlu, bilim ve teknikte, düşünce ve sanatta ne kadar ileri giderse gitsin; varıp duracağı en ileri sınır, Hz. Âdem'e öğretilmiş olan ilmin sınırları içinde kalacaktır. Hz. Âdem'e öğretilmiş bulunan bilginin daha ilerisinde, daha üstünde, derininde, ötesinde kimi bilgileri elde etmesi mümkün değildir. Çünkü her şey bir kabiliyet ve kapasite konusu olduğu gibi, insana verilen kabiliyet ve kapasitenin de Hz. Âdem'e öğretilen eşyanın isimleri ile sınırlı olduğu kesindir.

 

Japon’u, Müslüman’dan üstün kılan, ırki kabiliyetler değil, prensipleridir. Müslümanların sürünmesine sebep olan İslamiyet değil, cahiliye devri adetleridir. Dikkat edilirse, Müslümanları mağlup eden Avrupalılar değil, Avrupalıların prensipleridir. İşin tuhaf tarafı o prensiplerde İslam’ın malıdır. Dolayısıyla Avrupalılar, İslam prensipleri ile kalkınırken, Müslümanlar, Avrupalıların prensipleriyle batıyorlar.

 

Allah tarafından seçilmiş olan tüm peygamberler zekidir. İlk insan, ilk Peygamber Hz. Adem’e yüce Allah bütün isimleri, ilimleri öğretmiştir. “ Allah, Adem’e bütün isimleri öğretti:” (Bakara, 2/31)

Bu hakikatten hareket ederek, aşağıdaki mesajımızı pür dikkat okumamız ve anlamamız gerekiyor. “Evet, okuyacağım” kararını verdiyseniz, işte buyrun, sizi mesajımızla baş başa bırakıyoruz:

Bugün insanoğlu, bilim ve teknikte, düşünce ve sanatta ne kadar ileri giderse gitsin; varıp duracağı en ileri sınır, Hz. Âdem'e öğretilmiş olan ilmin sınırları içinde kalacaktır.

Hz. Âdem'e öğretilmiş bulunan bilginin daha ilerisinde, daha üstünde, derininde, ötesinde kimi bilgileri elde etmesi mümkün değildir.

Çünkü her şey bir kabiliyet ve kapasite konusu olduğu gibi, insana verilen kabiliyet ve kapasitenin de Hz. Âdem'e öğretilen eşyanın isimleri ile sınırlı olduğu kesindir.

Bugün insanlık, ilk insan Hz. Âdem'e malum olan ilmi-bilgiyi meçhuller örtüsü altından çıkarıp, yeniden malum hale getirmenin mücadelesini veriyor.

Peki, bu ne demektir? İnsan bugün kendi cinsinin ilk örneğine yetişmenin mücadelesi içerisindedir.

Ne yazık ki, bugün ülkemizde toplumun aklını “seviyelendirmeyenler”, ne acı gerçektir ki toplumu taklit hastalığına bulaştırmıştır.

Taklit hastalığına yakalanmış olan bir toplum, her çeşit günaha, isyana, ahlaki zaaflara düşer, neticede ne mutlu olabilir ne de ilerleyebilir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

428. Sayı Ağustos 2018