Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İktibas

Yusuf Kaplan

Aile çöküyor, toplum çatırdıyor... Nizamülmülk’ün“gece orduları” gerek bize...

  • 05 Ocak 2019
  • 1434 Görüntülenme
  • 433. Sayı / 2019 Ocak



Tarihi değerler yapmaz; sabiteler yapar. İlle de değerler üzerinden gitmemiz gerekirse, şöyle bir cümle kurulabilir: Sabitelerini yitiren toplumlar, köklü kalıcı değerler geliştiremezler. Köklü, kalıcı değerler geliştirebilmek için sabitelerinizin güçlü olması, sabitelerinizin sunacağı ölçülerin, esen rüzgârlara, fırtınalara karşı dimdik ayakta durmasını sağlayacak güçlü direnç noktalarına sahip olması şarttır.

Bizde, bizim medeniyetimizde, bizim toplumumuzda, insan insanın kurdu olarak görülmedi hiç bir zaman. Biz, insan insanın yurdu, umudu ve ufkudur, ilkesini hayata geçirdik; üstelik de inancına, rengine, etnisitesine bakmadan bunu gerçekleştirdik.Fakat biz, dünkü biz olma özelliklerimizi, bizi biz yapan, insana insan olarak, Allah’ın halifesi olarak bakan, hakikatten süt emen sahici Müslüman toplum olma hasletlerimizi yitiriyoruz hızla, ürpertici bir şekilde...

Hayat, sabiteler ve değişkenler arasındaki diyalektiğin, etkileşimin sonucunda yeşerir.

Dahası, hayatı var kılan, insanı yaşatan “kültür” de, sanat da, fikir de, siyaset de sabitelerle değişkenler arasındaki diyalektik ilişki üzerinden işler.

Sabitelerini yitiren toplumlar, kaçınılmaz olarak, değişkenleri, sabite katına yükseltirler.

Bizde, bizim medeniyetimizde hayatımıza yön veren dinamikler, değişkenler üzerinden şekillenen değerler değil, sabitelerdir. Bizde değerler yoktur; sabiteler vardır.

Değerler, değişkenlerin sabite katına yükseltilmesinin ürünüdür. Bugün değer olarak kabul edilen pek çok şey, dün değer olarak kabul edilmiyordu. Tersi de doğru bunun.

Birazcık geriye yaslanın, değerlerin nasıl sabiteler değil de değişkenler üzerine inşa edildiğini, dün tartışılmaz olarak kabul edilen ama bugün kolaylıkla reddedilebilen değerlere baktığınızda daha net olarak görebilirsiniz.

İnsan ilişkileri, aile içi ilişkiler, komşuluk ilişkileri, değerlerin nasıl kolaylıkla yerle bir olabildiğini görebilmeniz için kâfidir.

Oysa bütün bu ilişkiler, geçici, değişken, moda hâline gelen ve zamanla değerini yitiren değerler üzerine değil de, değişkenlere anlam ve ruh katan, böylelikle değişkenleri zenginleştiren köklü sabiteler üzerine inşa edilmiş olsa, insan ilişkileri kolay kolay bozulmaz.

Değerler değişkenlere, dolayısıyla değişen zamana ve mekâna göre oluştuğu ve değiştiği için değerlerin direnç noktaları yoktur.

Oysa sabitelere dayanan, değişkenlere de anlam ve ruh katan kalıcı, köklü değerlerin direnç noktaları sağlamdır, sarsılmazdır.

Tarihi değerler yapmaz; sabiteler yapar. İlle de değerler üzerinden gitmemiz gerekirse, şöyle bir cümle kurulabilir: Sabitelerini yitiren toplumlar, köklü kalıcı değerler geliştiremezler. Köklü, kalıcı değerler geliştirebilmek için sabitelerinizin güçlü olması, sabitelerinizin sunacağı ölçülerin, esen rüzgârlara, fırtınalara karşı dimdik ayakta durmasını sağlayacak güçlü direnç noktalarına sahip olması şarttır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

433. Sayı Ocak 2019