Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İslam Aleminden

Ahmet Varol

İşgalcinin Adaleti Olur Mu?

  • 31 Ağustos 2023
  • 184 Görüntülenme
  • 489. Sayı / 2023 Eylül



Görünüşte uluslararası toplum ırkçılıkla ve ayrımcı politikalarla mücadele etmektedir. BM ırkçılıkla mücadele için muhtelif kararlar çıkarmış. Irkçı uygulamaların sonlandırılması için kurulmuş muhtelif sivil toplum kuruluşları bulunuyor. Siyonist işgal rejiminin, adaleti icra ettiğini iddia eden mekanizmasının ırkçı tutumu neden görmezden geliniyor? Neden siyonist ırkçılığın üzerine gidilmiyor?

 

Bilindiği üzere siyonist rejimin sağ ve sol kanadı arasında aylardan beri devam eden bir yargı reformu tartışması var. Netanyahu’nun hazırladığı ve muhaliflerinin tüm itirazlarına rağmen parlamentodan geçirmeyi başardığı reform paketinin yargının yetkilerini kısıtladığı ve bağımsızlığını elinden aldığı iddia ediliyor. Paketin parlamentoda tüm okumalarda kabul edilmesine ve artık yürürlüğe sokulmasına rağmen yine de muhalif kanat itirazlarına ve sivil eylemlerine devam ediyor. Sanıyoruz bunun da amacı biraz mevcut iktidarı ve hükümete ortak olan siyasi partileri yıpratmak suretiyle bir sonraki seçime yatırım yapmak.

Ancak bizim bu yazımızda üzerinde durmak istediğimiz konu bu değil. “Siyonist toplumun sağı veya solu gerçekten adalete, hukukun üstünlüğüne inanıyor mu?” sorusunu sormak ve bununla ilgili olarak geçtiğimiz Ağustos ayında yaşanan önemli bir gelişmeyi tahlil etmek istiyoruz.

Söze şu soruyla başlayalım: Bugün Netanyahu’nun yargı reformu paketinden dolayı meydanlara çıkan solcu siyonist kesim şimdiye kadar Filistinlilere yönelik hukuksuzluklara, yargının çok açık bir şekilde ortaya koyduğu ırkçı tutuma, Filistinlileri bırakın adalet ve hukuk kapsamına almayı İsrail işgal rejiminde yürürlükte olan ve normalde her tarafı ırkçılık kokan yasaların tanıdığı haklardan bile yararlandırmayan yargı mekanizmasına bugüne kadar en ufak bir itirazda bulundu mu?

4 Ağustos 2023 Cuma akşamı Filistin’in Batı Yaka bölgesinde yer alan Ramallah şehrinin doğusunda bulunan ve Filistinlilerin yaşadığı Burka köyüne, “Yahudi yerleşimciler” olarak nitelendirilen ve görünüşte sivil gerçekte silahlı ve bütün Batı Yaka bölgesinde terör estiren militanlar tarafından baskın düzenlendi. Bu teröristler köy ahalisine saldırınca, köyün gençleri de ahaliyi savunmaya, siyonist terör çetesini uzaklaştırmaya çalıştı. Bu sırada siyonist çetenin silahlı saldırısı sonucu 19 yaşında Kusay Cemal Mi’tan isimli bir genç hayatını kaybetti.

İşgal mahkemesi bu olaydan sonra adı geçen gencin öldürülmesi olayına karışmaları sebebiyle Elyeşa Yerid ve Yahael Endur isimli iki siyonist militanın tutuklanmasına karar verdi. Çetenin içinde yer alan diğer gençler hakkında ise herhangi bir işlem yapılmadı. Oysa çetedeki militanların hepsi birlikte Filistin köyünü basmış ve ahaliye saldırmışlardı. Adları geçen iki militan Kusay isimli Filistinli gencin öldürülmesine bilfiil karışma suçlamasıyla tutuklanmış, diğerlerinin herhangi bir kabahatinin olmadığına hükmedilmişti.

Aradan bir hafta geçmeden bu iki genç Kudüs’teki sözde Sulh Mahkemesi’nde duruşmaya çıkarıldı. Bu olayda bir ilginç gelişme de aşırı siyonist Netanyahu hükümetinin en ırkçı ortaklarından olan ve genel başkanlığını sözde Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in yaptığı Yahudi Gücü Partisi’nden bir milletvekilinin de duruşmaya katılması ve siyonist katil militanların savunuculuğunu yapması oldu.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

489. Sayı Eylül 2023