Sayı : 497   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Satırdan Sadra

Adil Akkoyunlu

Gençliğini İhmal Eden Toplumun İstikbali Olmaz

  • 06 Ağustos 2022
  • 390 Görüntülenme
  • 476. Sayı / 2022 Ağustos



Gençleri kendi dünyamıza gelmeye zorlayıp kendi anlayış ve dilimizle konuşursak etkili olamayız. Onların dünyasını tanımalı ve onların dillerini konuşmalıyız. Güven telkin etmeliyiz. Emredici, despot bir büyük olarak değil, güvenip her sıkıntı ve problemlerini rahatlıkla anlatacakları en yakın dostları ve arkadaşları olmalıyız.

 

 

Toplum olarak vahiy ile bağımız zayıflayınca; birçok güzelliğimizi de yitirdik. Biz de yanılabiliriz. Yanılınca hatada ısrar etmemeliyiz. Hatamızı kabul edip özür dileme erdemliğini göstererek de gençlere örnek olmalıyız.

 

 

 

Yılların eskittiği veya yılları eskiten yaşlı bir adam, beli iki büklüm, başı önünde, elinde baston, gözünde kalın mercekli gözlük, dizlerini zorla çekerek ağır ağır yürüyor. Yaramaz bir çocuk, takılmak niyetiyle ona yaklaşıyor:

  • Dede, yerlere eğilmiş böyle ne arıyorsun, diye soruyor.

Dededen öğüt verici, bilgece bir cevap:

  • Gençliğimi arıyorum evlat, gençliğimi, diyor.

Hayat yolculuğu bu. Çocuklar gençleşiyor, gençler yaşlanıyor, gidenlerin yerine yeni nesiller geliyor.

Gençlik; ömrün baharı… Çiçek açma dönemi… Çok iyi korunmazsa çiçekler; kezbiye, tırtıllara ve zararlı böceklere yem olursa, şiddetli soğuklara maruz kalırsa; o ağaç meyve vermez; kurur, odun olur sadece.

Çocukluktan kurtulup oyuncaklarla oynamayı bırakma, gerçeklerle ilgilenmeye başlama mevsimidir gençlik. Akıl ve fizik bakımından insanın en güçlü, kuvvetli olduğu zamanlar… Yaşlılık da, çocukluk gibi acizlik dönemidir.

Gençlik; kişinin, kimliğini aramaya başlama, kendini bulmaya çalışma, şahsiyetinin olgunlaşmaya yöneldiği yıllar. Hatta ergenliğin, kapısını çaldığı zaman dilimi. Ömrün bu döneminde insanların inançları, ideolojileri, düşünceleri, anlayış ve kavrayışları etkilenmeye çok daha müsaittir.

Gençliğini ihmal eden toplumun istikbali olmaz. İstikbal, o toplumun gençleridir. Gençlerini iyi yetiştiren toplumun geleceği de iyi olur.

İyi olmak; sadece yemek, içmek, giyinmek, gezmek gibi maddi imkânlara sahip olmak değildir. Maddi imkânlarla birlikte onları en iyi bir şekilde korumaktır. İyi bir eğitimdir, ilimdir, kültürdür, sanattır. İnsanların hak ve özgürlüklerine saygıdır. Güzel ahlaktır. İnsana yakışır güzel vasıflarla donanmaktır. İnsanlara faydalı olmaktır. Ve dünyanın fani, ahiretin daha hayırlı ve uzun bir hayat olduğunun bilincinde olmaktır. Ona göre davranmaktır. Ahiretini güzelleştirmek için çalışanların dünyası da güzel olur. Şöyle de diyebiliriz: Dini güzel olanın, dünyası da, ahireti de güzel olur.

Daha öz bir ifadeyle iyilik; “Emrolunduğu şekilde” Allah’a kul olmaktır. Allah’ın bütün elçileri bunu insanlara anlatmakla görevlendirilmişti. Rabbimiz: “(Ey Muhammed), senden önce hiçbir rasül göndermedik ki, ona; benden başka ilah yoktur, yalnız bana ibadet (kulluk) edin, diye vahyetmiş olmayalım.” (Enbiya, 2l/25)

İşte toplumların nesillerini bu iyileştirme ve güzelleştirme zamanı gençlik mevsimidir. “Ağaç yaş iken eğilir.” atasözümüzle anlatmak istenilen de budur.

Gençlere bu güzellikleri anlatmanın, onları eğitmenin en güzel yolu; onlara güzel örnek olmaktır. Onlar, büyüklere özenir, onları örnek alır ve taklit ederler. Her toplum, kendilerinin yolunu takip eden bir nesli mirasçı bırakarak ayrılırlar dünyadan. Büyüklerin aynası; yetiştirdikleri nesillerdir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

476. Sayı Ağustos 2022