Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İslam Aleminden

Ahmet Varol

Afganistan'da Taliban Yönetiminin 1 Yılı

  • 17 Eylül 2022
  • 272 Görüntülenme
  • 477. Sayı / 2022 Eylül



Taliban en başta ülkenin resmi adını değiştirdi. Ülkenin daha önce Afganistan İslam Cumhuriyeti olan resmi adı, Afganistan İslam Emirliği olarak değiştirildi. Bu isim Taliban’ın daha önce 1996’da Kabil’i ele geçirmesiyle birlikte Afganistan’da oluşturduğu yönetim için de kullanılmıştı. Ancak Taliban daha sonra 2001’de Kabil’in kontrolünü kaybetti. Burayı yirmi yıl sonra 2021’de ele geçirdiğinde kurduğu yeni yönetime de aynı adı verdi. İsim aynı zamanda sistemin yapısını belirliyordu.

 

 

 

Trump döneminde ABD, yıllardan beri çıkamadığı Afganistan bataklığından çıkmak için 29 Şubat 2020’de Katar’ın başkenti Doha’da Taliban’la anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşmaya göre Mayıs 2021'e kadar Afganistan’daki askeri güçlerini tamamen çekecekti. Ancak yeni ABD Başkanı Biden, bu ülkedeki askeri güçlerini tamamen çekmesi durumunda kendi çıkarlarının bekçiliğini yapan Kabil hükümetinin Taliban karşısında zayıf düşeceğini ve onu hükümetle anlaşmaya zorlamanın kolay olmayacağını düşündüğü için, söz konusu anlaşmada belirlenen takvime uyulmasının çok zor olacağını söyledi. Taliban buna karşı çıktıysa da ABD ile tekrar karşı karşıya gelmeyi de tercih etmedi.

Biden daha sonra yeni bir takvim belirledi ve çekilmenin 1 Mayıs’ta başlayıp 11 Eylül 2021’e kadar tamamlanacağını bildirdi.

ABD güçlerinin çekilmeye başlamasıyla birlikte Kabil hükümetiyle Taliban arasındaki hâkimiyet mücadelesi de kızışmaya başladı. Hâkimiyet mücadelesi bir yandan masa başında, diplomatik pazarlıklarla yürütülürken bir yandan da cephede alan genişletme siyasetiyle sürdü.

Taliban da yaptığı açıklamada kendisinin Afganistan’da tek başına iktidarı ele geçirme hedefi olmadığını, bilakis siyasi iktidarı paylaşma yanlısı olduğunu, şimdiye kadar yalnız başlarına siyasi iktidarı ele geçirmek isteyenlerin hep başarısız olduklarını dile getirirken, Kabil’deki hükümet istifa etmeden de bir uzlaşma sağlanmasının mümkün olmadığını söyledi.

Taliban’ın atakları karşısında hükümetin sürekli mevzi kaybettiğini gören ABD işi fazla uzatmanın bir anlamı olmadığını gördüğü için çekilme işlemini 31 Ağustos 2021’de tamamlayacağını duyurdu. Bu durum karşısında hükümet güçleri Taliban karşısında ciddi bir direniş göstermeyerek vilayet merkezlerini teslim etmeyi tercih ettiler. Bu sebeple Taliban güçleri hızla ilerleyerek tahmin edilenden çok daha kısa bir süre içinde Kabil’i ele geçirmeyi başardılar.

Taliban sonra, Kabil’de “işlerin düzene sokulması hükümeti” olarak tanımladığı geçiş süreci hükümetinin kuruluşunu ilan etti.

Afganistan’da Taliban’ın tüm ülkede hâkimiyeti ele geçirmesinin en önemli yönü 40 yıldan fazla süredir devam etmekte olan iç savaşın son bulmasıdır. İç savaşın bitmesiyle birlikte işgal de son bulmuştur.

Bu kadar uzun süren iç savaş karşısında iyice yıpranan halk artık siyasi açıdan iktidarı kimin ele geçirdiğine değil silahların susmasına ve siyasi istikrar sürecinin başlamasına önem veriyordu. Taliban’ın ABD desteğini kaybeden Kabil hükümeti karşısında çok hızlı bir ilerleme kaydetmesinde ve başkenti tahmin edilenden daha kısa süre içinde ele geçirmesinde bunun etkisi olmuştur.

Dış güçler ve özellikle de ABD her ne kadar Taliban karşısında yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldıysa da onun siyasi iktidarı ele geçirmesinden memnun değildi. Zaten Biden’ın, Turmp’ın belirlediği çekilme tarihini ertelemesinin amacı da Taliban’ı Kabil hükümetiyle bir anlaşma yapmaya ve ülkenin siyasi iktidarını paylaşmaya zorlamaktı. Ama bunda başarılı olamadı.

Daha sonra özellikle Arap Baharı olarak isimlendirilen sürecin yaşandığı ülkelerde başvurulan “fitne çıkarma” politikasından yararlanılması için Ahmed Şah Mesud’un oğlu Ahmed Mesud vasıtasıyla bir atak gerçekleştirilmesi planları yapıldı. Ülkedeki Taliban muhalifi unsurların onun etrafında toplanmaya teşvik edilmesi amacıyla medya organları vasıtasıyla onun hareketinin şişirilmesine çalışıldı. Başlangıçta birtakım asılsız haberler yayılarak kendi bölgesinde hızlı bir ilerleme kaydettiği ve hâkimiyet alanını genişlettiği iddialarının yayılmasına çalışıldı. Oysa gerçekte onun hareketi çok hızlı bir şekilde dökülüyordu ve bu oyun da tutmadı. Diğer gruplar ise zaten yeni bir silahlı çatışmaya girişmeye istekli değildi. Bunda da toplumun artık savaştan bıkmış olmasının ve yeni bir iç çatışmaya prim vermek istememesinin önemli etkisi vardı.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

477. Sayı Eylül 2022