Sayı : 497   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İrfan Mektebi

Osman Nuri Topbaş

Sohbetin Önemi

  • 10 Ekim 2022
  • 484 Görüntülenme
  • 478. Sayı / 2022 Ekim



Mahlûkat içinde eğitime en çok muhtaç olan varlık insandır. Allah Rasülü (sav) ashabını sohbet ile eğitmiştir. Eğitim hususunda Allah ve Rasülü’nün hükmü sohbettir. Bu yüzden sohbet nebevi bir terbiye metodudur. Efendimizin Sünnet-i Seniyyesidir. Asr-ı Saadet insanlarının kalpleri bu nebevi terbiye neticesinde merhamet, marifet ve muhabbetle doldu.

 

Sohbetlerden uzak kalan kişilerin çoğunlukla dünya ehliyle hemhal olacağı muhakkaktır. Dolayısıyla feraset sahibi bir mümine yakışan, salihlerle sohbete devam ederek kendini gafletten korumak ve iç âlemini temizleyerek manen mesafe almaya çalışmaktır.

 

 

Yaratılış gayemizi Cenab-ı Hak şöyle bildiriyor;

“Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet (kulluk) etsinler diye yarattım” (Zariyat, 51/56)

Gerçek kulluk, Cenab-ı Hakk’ı kalpte tanımak yani marifetullahtan nasip alabilmek ile başlar. Diğer bir deyişle, TAKVA hayatı yaşamakla gerçekleşir.

TAKVA; korkma, sakınma anlamına gelmektedir. Takva; insanoğlunun her an ilahi bir kameranın altında olduğu bilincine ermesidir. Kul, Allah tan üç türlü korkar ve sakınır. Birincisi Allah’ın celal sıfatlarından azametinden korkar ve günaha düşmekten sakınır. İkincisi Allah’ın ahiret nimetlerini bilir, idrak eder ve bunlara erememekten korkar. Üçüncüsü ise kul Allah’ı gerçek manada sevmeye başladığında Onu kırmaktan, gücendirmekten korkar ve sakınır. Bu konuyla alakalı şu menkıbeyi aktarmak uygun olacaktır;

“Rivayete göre, bir gün Malik b.Dinar (ra) ve Sabit Benani (ra) Rabia Hatun’a uğradılar. Rabia Hatun Malik’e: Rabbine neden ibadet ettiğini bana söyler misin? diye sordu. Malik: Cennetine müştehakım( hak etmeye çalışıyorum) der. Sabite aynı soruyu sorduğunda, cehennem korkusundan, diye cevap alır. Bunların üzerine Rabia Hatun: Malik senin durumun işini hep ücret ve menfaat karşılığında yapan işçinin haline benzer. Sabit senin durumun da dayak korkusuyla iş yapan kölenin haline benzer, der. Bunun üzerine ikisi birden Rabia Hatun’a, ya sen? diye sorunca, o, şöyle dedi: Allah’a karşı duyduğum sevgi ve arzudan”

İşte bu bahsi geçen takva haline ulaşmak için de nefsin tezkiyesi ve kalbin tasfiyesine ihtiyaç vardır.

Nefsin tezkiyesi; nefsin temizlenmesi yani manevi kirlerden arınması anlamına gelmektedir.

Kalbin tasfiyesi; kalpte Allah’tan başka hiçbir şeye yer olmamasıdır.

Kim nefsini öldürürse, dünyası ondan uzaklaşır. Kim de kalbini öldürürse, Mevla’sı ondan uzaklaşır.

Cenab-ı Hak ömrümüz boyunca muhafaza etmemiz gereken hudutları bizlere açıkça belirtmiştir. Bu doğrultuda ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur.

“Ey iman edenler Allah ve Resulü’nün önüne geçmeyin! Allah’a karşı takva sahibi olun! Şüphesiz Allah işitendir, bilendir!” (Hucurat, 49/1)

Ayet-i kerimeden anlaşılacağı gibi Allah ve Rasülü’nün hükümleri dururken kendi kafamızdan hüküm beyan etmeye kalkışmak haddi aşmak anlamına gelir. Nitekim sahabe-i kiram da daima işittik ve itaat ettik diyerek Allah ve Rasülü’ne teslimiyetlerini ifade ederlerdi.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

478. Sayı Ekim 2022