Ä°nsanları ve ülkeleri imana ve Ä°slâm’a kazanma ve kazandırma konusunda “Cihad” ve “Fetih” Rabbanî imkânlardır. Rabbimiz buyuruyor:
“Ey iman edenler! Sizi elem dolu bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi size? Allah’a ve peygamberine inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. EÄŸer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır. (Bunu yapınız ki) Allah, günahlarınızı bağışlasın, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koysun. Ä°ÅŸte bu büyük baÅŸarıdır. SeveceÄŸiniz baÅŸka bir kazanç daha var: Allah’tan bir yardım ve yakın bir fetih (Mekke’nin fethi). (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele!” (Saff, 61/10- 13)
Bu ayet-i kerimelerde bir tertib-i Rabbanî vardır. Önce Allah ve Rasûlüne iman, sonra mal ve can ile cihad ve daha sonra de fetih gelmiÅŸtir. Ä°man olmadan cihad ve fetih olmaz. Amentüsüzlük bize cihad ve fethi deÄŸil, cinayet ve talanı getirir. Ä°man; kiÅŸinin Allah’tan, Allah’ın da kiÅŸiden emin olmasıdır.
BilindiÄŸi gibi, “Amentü” ; “iman ettim, inandım” anlamına gelen Arapça bir fiildir. Bir Müslüman, daha ilk yaÅŸlarda, “Amentü” diye baÅŸlayan bir ahidleÅŸme eÄŸitimi içine girer. “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kadere, hayır ve ÅŸerrin Allah’tan geldiÄŸine, öldükten sonra diriliÅŸe” inandığını bildirir. Bu hem kalbî ve hem de kavli, yani dil ile ifade edilen ve kalben onaylanan bir baÄŸlanıştır. Bu taahhüt, Müslüman’ın en temel kabulleridir, kiÅŸiliÄŸinin mihveridir, öz dokusudur. Müslüman olmak, bu taahhütle var olan bir ÅŸeydir. Bu çerçeveye Ä°slâm akidesi denir. Akide baÄŸlanılan ÅŸey demektir. Ä°nsan, “Amentü” dendiÄŸinde, kendi kiÅŸiliÄŸini, çok temel ölçülerle, baÄŸlamış olur. “Ä°man” bu baÄŸlanış halidir. Bu baÄŸlılığı kiÅŸiliÄŸine özümsetmiÅŸ olanlara da “Mü’min” denir. “Ä°man” olmadan mü’min olmak mümkün olmadığı gibi, mücahid ve fatih olmakta mümkün deÄŸildir. Ä°mana ihanet eden yürekler, fatih bekleyen yüreklerdir. Rabbimizin çaÄŸrısı ÅŸudur:
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız