Sayı : 496   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Değerli Okuyucularımız

  • 06 Ocak 2021
  • 1015 Görüntülenme
  • 457. Sayı / 2021 Ocak

Modern dünyanın müminleri olarak her geçen gün vicdan ve merhamet duygularımızı farkına varmadan kaybediyoruz. İçerisinde yaşamış olduğumuz zaman dilimi ve toplumsal hayat kişiliğimizi ve kimliğimizi erozyona uğratmaya devam ediyor. Adeta mekanik, ruhu olmayan bir hayat yaşıyoruz. Meşgalelerimizin çokluğundan, zamanımızın yetersizliğinden şikâyetimiz her geçen gün artıyor. O kadar çok meşgulüz ki kendimize bakmaya bir türlü fırsat bulamıyoruz. Kendimize bakamadığımız için de neleri kaybettiğimizi fark edemiyoruz. Maddede (ekonomide) kazanalım derken en önemli duygularımız olan vicdan ve merhameti kaybediyoruz. Vicdan ve merhametten yoksun bir hayatın yaşayanına vereceği bir mutluluk da kalmamıştır. Bunun için de mutluluk bizler için Kaf dağının ardındaki Zümrüdü Anka kuşu kadar uzak kalıyor. Ruhumuzu mutmain etmek yerine, hazlarımızın esiri haline geliyoruz. Elde ettiğimiz her haz ruhumuzun çekmiş olduğu ıstırabı bir kat daha artıyor. Heyhat ki huzursuzluğumuzun sebeplerini hala kendi dışımızda arıyoruz. Kendimize göre bir takım sıkıntılarımızı bulup, onları yakın gelecekte bertaraf ettiğimizde huzurumuzun yerine geleceği vehmine kapılıyoruz. Tespit ettiğimiz sıkıntılarımızı, belirlediğimiz zamanlarda ortadan kaldırdığımızda ise huzursuzluğumuz son bulmuyor. Öyleyse bir yerlerde ciddi yanlışlar yapıyoruz demektir.

Bu ayki sayımızda, siz değerli okurlarımızın huzuruna “Vicdan ve Merhamet” dosyasıyla çıkıyoruz. Çünkü insanoğlunun hilafet görevi gereği hayatı ıslah edebilmesi vicdan ve merhamet duygularını aktif hale getirmesine bağlıdır. Bu duygularını kaybeden bir insan, yeryüzünün en vahşi varlığı haline gelecektir. Bireysel ve toplumsal hayatımıza vicdan ve merhamet duygularımızın hâkim olması ise Rahman ve Rahim olan Rabbimizin rahmetini üzerimize çekecektir.

Abdullah Büyük Hocamız;Dilerseniz bir de içinde yaşamış olduğumuz toplumun ahiret inancını değerlendirelim. Malumunuz yaşamış olduğumuz çağa, insanlığın modern çağı deniliyor. Modernizm tek dünyalılık üzerine kurulmuş olan bir hayat sistemdir. Varlığını devam ettirebilmek için insanın sadece bu dünyasına yatırım yapar. Elindeki bütün imkânlarıyla insana, hayatın öteki yüzü olan ahireti unutturmaya çalışır. İnsana ahireti hatırlatacak her şeyi hedef tahtasına yerleştirir. Dünya ile ahiret arasındaki bütün bağları koparmaya çalışır. Ahiretsiz bir dünya tasavvuru modernizmin en büyük hedefidir.” Tespitini yaparak “Men Rabbüke/ Rabbin Kim?” ana başlığı altında Kur’an’ın ana gündem maddelerinden biri olan “ahiret”i bütün aşamaları ile gündemimize taşıyacak bir yazı dizisine başlıyor.

Osman Nuri Topbaş Hocamız, Merhamet duygusunun bireysel ve toplumsal hayatımızdaki önemine dikkatlerimizi çekiyor: Unutulmamalıdır ki merhamet, imanımızın bu âlemde şahidi olan ve bizi kalben Rabbimiz’e yaklaştıran ilâhî bir cevherdir. Merhamet, bizlere ihsan ve ikram edilmiş olan her nimeti, bu nimetlerden mahrum olan kimselerle gönül hoşnutluğu içinde paylaşabilmektir. Diğer bir ifadeyle merhamet, başkalarının mahrumiyetini telafi için, gece gündüz demeden onların yardımına koşmaktır.”

Kadir Demirlenk Hocamız, vicdan ve merhamet duygularının eğitimini gündemimize taşıyor: “Vicdan ve merhamet ilkeleri, nesillerin ve toplumların eğitimlerinde en temel ilkelerden olmalıdır. Anne-babalar, eğitici ve yöneticiler bu güzel ahlaki hasletlere değer vermeli ve eğitimde öncelikli kılmalıdırlar. Kendileri de bu nokta da örnek olmalıdırlar. Çünkü bunları örnek alan kişiler toplumunun geleceğini inşa edecek, onları ayakta tutacak olanlardır. Birliğin, dirliğin, kardeşliğin dayanışmanın temelinde de bu hasletler olmazsa olmaz konumdadır.”

Ramazan Kayacık Hocamız: “Ajansların çoğu insanların vicdanlarını susturarak, ruhlarını tutsak ederek, bilgileri kirleterek kitleleri merhamet yoksunluğuna sürüklüyor. İnsanlığın en kıymetli sermayelerinden olan merhamet duygusunu bombardıman ediyorlar. Huzursuz huzurevlerinin, sevgisiz sevgi evlerinin, anasız anaokullarının ve dağılan aile yapılarının üzerine bir tuz da onlar basıyorlar.” Tespitini yaparak merhametten mahrum haber programlarının üzerimizdeki olumsuz etkilerine dikkatlerimizi çekiyor.

Makaleleriyle huzurlarınızda olmamıza vesile olan bütün değerli yazarlarımıza en kalbi teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Siz değerli okurlarımızı, adeta insanlığımızın sigortası mesabesinde olan vicdan ve merhamet duygularımızı daha aktif hale getirmek için dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

457. Sayı Ocak 2021