İslam inancına göre Yüce Allah birdir/ehattır, yeganeciktir. O, ehâdiyet damgasını bütün varlığa vurmuştur. Canlı-cansız varlıkların DNA’sı genetik şifresi birbirinin aynısı değildir. Bütün bunlar, bir tesadüfün eseri değil, tevafuktur. Her bir varlıkta Allah’ın varlığının ve birliğinin izi vardır.
Kelam âlimlerinin Yüce Allah’ın varlığını ispatlamada kullandıkları kıyasa dayalı deliller arasında olgular âleminden hareketle duyu ötesi âlemin bilgisine ulaşma yöntemi de vardır. Bu bir nevi bilinenin bilgisinden bilinmeyenin bilgisine ulaşma çabasıdır.
İnsanlarda Allah inancı doğuştandır. Her insanda potansiyel olarak yüce bir varlığa bağlanma duygusu vardır. İnsanlar dünyaya Allah’ın varlığını kabul etme yeteneğiyle gelirler. Çocukluk çağından itibaren bu inanç sağlam bir Allah anlayışıyla geliştirilmezse; muhit, çevre, nefs-i emmare ve eğitim yoluyla üzeri örtülebilir, yok olmaz. İman, ortamını bulduğu anda münkeşif hale gelebilir. İşte Yüce Allah’ın varlığına ve birliğine inanan insanlar, her dönemde tanrıtanımaz (ateist) düşüncelere karşı Allah’ın varlığını kanıtlama delilleri geliştirmişlerdir. Aklî deliller mutlak anlamda matematiksel deliller değildir. Çünkü duyu ötesi bir varlıktan söz ediyoruz. Ancak bu deliller, Allah’ın varlığını gösterme açısından son derece etkili ve ikna edici özellikler taşır. Bu delillerin bir kısmı fıtrat, bir kısmı da yaratılıştan hareketle geliştirilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de beyan edildiği gibi, bakmasını bilenler için tabiatta ve insanın yaratılışında Yüce Allah’ın varlığını ve birliğini ortaya koyan deliller vardır.(Bkz. Zâriyat 51/20-21) Tabiatta bulunan hiçbir varlık ve insan türü, tıpkı birbirinin aynısı değildir. Hepsi biriciktir. İslam inancına göre Yüce Allah birdir/ehattır, yeganeciktir. O, ehâdiyet damgasını bütün varlığa vurmuştur. Canlı-cansız varlıkların DNA’sı genetik şifresi birbirinin aynısı değildir. Bütün bunlar, bir tesadüfün eseri değil, tevafuktur. Her bir varlıkta Allah’ın varlığının ve birliğinin izi vardır.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız