Rabbimizin katından Müslüman kullara gönderilen Kur’an, inananların fıtratına ve yaratılışına uygun olan bir hayat tarzıdır. Diğer bir adıyla “İlahi bir iptir, urgandır, halattır.” Bunun zıddı olan yani insanın fıtratına ve yaratılışına aykırı olan, uyum sağlamayan bir başka hayat tarzı, toplumun felaketlere duçar olmasına sebep teşkil eder. Fıtratına ve hilkatine aykırı olan bir hayat modeli insanlığı korkunç uçurumun kenarına getirmekten başka bir işe yaramamıştır.
Bugün insanlık ve onlara numune gösterilen hayırlı ümmet olan Müslümanlar, Allah’ın ipi etrafında ittifakla bir araya gelemezler ise Hz. Musa’nın emirlerine karşı gelen kavim gibi senelerce başıboş ve avare olarak gezip duracaklardır.
İster kökten inkâr edilsin, ister pratik hayata tatbik edilmesi yasaklansın, isterse çağdışı ilan edilsin, Allah’ın ayetlerine yer vermeyen ve Allah’ın ipine tutunmayan millet, zillete mahkûmdur, meskenet ve zillet damgası başlarının ucunda beklemektedir.
Papa Poul, 2000 yıllarında: “Mekke”yi, güneyden kuşatacağız” açıklamasını yapmıştı. Yani Mekke’yi, Afrika’dan kuşatacağız, diyordu. Afrika’daki 10 milyon gayr-i müslim sayısının, bugün 350 milyona çıktığı acı gerçeğinin, biz Müslümanları derin düşüncelere taşıması gerekiyor.
Nüfusunun büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. “Müslüman” demek teslim olan demektir. Allah katından kendisine gönderilen kitaba inanan ve gereklerini yerine getiren insan… Rabbimizin katından Müslüman kullara gönderilen Kur’an, inananların fıtratına ve yaratılışına uygun olan bir hayat tarzıdır. Diğer bir adıyla “İlahi bir iptir, urgandır, halattır.” Bunun zıddı olan yani insanın fıtratına ve yaratılışına aykırı olan, uyum sağlamayan bir başka hayat tarzı, toplumun felaketlere duçar olmasına sebep teşkil eder. Fıtratına ve hilkatine aykırı olan bir hayat modeli insanlığı korkunç uçurumun kenarına getirmekten başka bir işe yaramamıştır.
“Siz bir ateş uçurumunun tam kenarında iken sizi oradan O kurtardı.” (Ali İmran, 3/103)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız