Biz müminler dünyalıyız fakat dünyacı değiliz… Ancak bizim dünyalı olmamız tek dünyalı olduğumuz anlamına gelmiyor… İki dünyalı olmanın iman ve itminanını taşıyoruz… Ötelenemeyecek bir “öte dünya” inancımız var… Bu açıdan dünya hayatına ahiret penceresinden bakarız… “Ahiret yurdu”nu “dünya meta”ına tercih ederiz… Çünkü dünya sonlu ve sınırlı… Ahiret ise baki ve hakiki yurt…
Ahiret üzerinden hayat tanzim edilmeyince dünyevileşme kaçınılmaz oluyor… Tüm kadim dinleri, kavimleri ve medeniyetleri bozan en büyük tehlike dünyevileşmektir… Bugün de İslam'ın kendisi ile çatıştığı en ciddi tehlike ne siyonizm ne de emperyalizmdir… Dünyevileşmektir… Çünkü bu illet değerleri, nesilleri tüketen salgın bir virüstür… Bulaşıcıdır, bağımlılık yapar ve insanı bozar…
Masa, kasa, nisa üçgeninde tanınmaz hale gelen insanımızın önce hangi hallerini konuşsak, bilmem ki? Haz, hız, kız anaforunda, anlamsızlığın girdabında günahı alkışlayan adamlar bize çok da yabancı gelmiyor… İşte benmerkezci algı, her şeye maddi açıdan bakma yanılgısı işi bu hale getirdi… Yaşam vahyin müdahalesinden soyutlanınca savrulmanın da önü açıldı…
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız