Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Esma-ül Hüsna

Adem Karataş

Esma-ül Hüsna

  • 05 Temmuz 2017
  • 2576 Görüntülenme
  • 415. Sayı / 2017 Temmuz
Yazıyı Dinle
0:00
0:00
Yazarın Diğer Yazıları
Adem Karataş
Tüm Yazı Arşivi



Allah kelimesi, İslâmî metinlerde, gerçek mabudun (ibadet edilen varlığın) ve tek yaratıcının özel ismi olarak kullanılagelmiş ve Cenab-ı Hakk’tan başka hiçbir varlık için kullanılmamıştır. Bu sebeple O’ndan başka bir varlığa ad olarak verilmemiş, gerek Arapça’da gerekse bu lafzı kullanan diğer Müslüman milletlerin dillerinde, herhangi bir çoğul şekli de oluşmamıştır.

 

اَللَّهُ

ALLAH: Kâinatı yaratıp yöneten, bütün övgü ve ibadetlere layık, varlığı zorunlu, ulûhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplamış bulunan yüce zatın özel, en kapsamlı adıdır.

اَللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى

“Allah, kendisinden başka ilâh olmayandır. En güzel isimler O’na mahsustur.” (Tâhâ, 20/8)

Allah” lafzı, başka dillere tercüme edilemez. Arapçadaki “İlâh” veya “Ma’bud”; Türkçedeki “Tanrı” veya “Çalab”; Farsçadaki “Huda” veya “Yezdan”; İngilizcedeki “God”; Fransızcadaki “Dieu” vb. çeşitli dillerde tanrıyı ifade için kullanılan kelimeler, hiçbir şekilde Allah isminin yerini tutamaz.

Allah kelimesi, İslâmî metinlerde, gerçek mabudun (ibadet edilen varlığın) ve tek yaratıcının özel ismi olarak kullanılagelmiş ve Cenab-ı Hakk’tan başka hiçbir varlık için kullanılmamıştır. Bu sebeple O’ndan başka bir varlığa ad olarak verilmemiş, gerek Arapça’da gerekse bu lafzı kullanan diğer Müslüman milletlerin dillerinde, herhangi bir çoğul şekli de oluşmamıştır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

415. Sayı Temmuz 2017