Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İktibas

Yusuf Kaplan

Hayatsız İnsanlar, İnsansız Hayatlar

  • 09 Ekim 2017
  • 2392 Görüntülenme
  • 418. Sayı / 2017 Ekim



Gerçek hayatı, kendi hayatlarımızı değil, hayatsızlığı yaşıyoruz: Hayatı tadamıyoruz: Değemiyoruz hayata: O yüzden yaşadığımız hayat, hayatımıza hayat ve anlam katamıyor: Ruh üfleyemiyor bize. Ruhumuzu, hayatın ruhunu yok ediyor böylelikle.

 

Soru şu o hâlde: Hayat neden bitti? Kültürleştiği için bitti hayat. Kültür, hayatın yerine geçti ve hayatı hakikatinden etti; insanı yapay, plastik, medyatik ama ayartıcı, hız ve haz verici sahte hayatlara mahkûm etti. Kültür, hayatın üzerini örten bir “şey” çünkü: Hakikatin üzerine sünger çeken bir şeyleşme hâli.

 

 

Hayat çoktan “bitti”: Kendi hayat/lar/ımızı yaşamıyoruz artık: Bize hayat diye SUNULAN “şey”i yaşıyoruz. Medyatik evren, medyatik hayatlarla aldatıyor, ayartıyor, hayatsızlığa mahkûm ediyor bizi: Plastisiteye ve ruhsuzluğa. Sanal ve sahte hayatlara.

Zamanın parçalanması: Elektronik devrim olarak da adlandırdığımız ikinci endüstri devriminin bir sonucu.

SES’TEN GÖRÜNTÜ’YE, SÖMÜRGECİLİK’TEN ŞİZOFRENİ’YE VE PARANOYA’YA...

Müzikolog Murray Schafer, elektronik devrimden sonra ses’in elektronik / yapay olarak üretilebilir ve kontrol edilebilir hâle gelmesiyle sömürgecilik ve sömürgeciliği doğuran zihin dünyası arasında birebir bir bağlantı kurar.

Ve sesin, elektronik olarak kontrol edilebilir ve üretilebilir olmasının insanları şizofrenik yaptığına dikkat çeker.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

418. Sayı Ekim 2017