Çanakkale Ruhu Ve Modern Kuşatma: Kimliğimizi Ve Neslimizi Korumak İçin Sistemli Bir Mücadeleye Davet , Taşkın Koçak
Sayı : 511   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Misafir Kalem

Taşkın Koçak

Çanakkale Ruhu Ve Modern Kuşatma: Kimliğimizi Ve Neslimizi Korumak İçin Sistemli Bir Mücadeleye Davet

  • 30 Haziran 2025
  • 6 Görüntülenme
  • 511. Sayı / 2025 Temmuz



ÇANAKKALE RUHU VE MODERN KUŞATMA: KİMLİĞİMİZİ VE NESLİMİZİ KORUMAK İÇİN SİSTEMLİ BİR MÜCADELEYE DAVET

Günümüzün savaşı, kalelerimizi topla tüfekle yıkmıyor; gençlerimizin zihin ve kalp surlarını sessizce erozyona uğratıyor. Yabancı filmler, diziler, müzikler, dijital oyunlar, eğitim müfredatındaki değişimler ve sosyal medya fenomenleri; doğrudan kültürel kodlarımızı, aile yapımızı ve maneviyatımızı hedef alıyor.

Bugünün dünyasında tebliğin de, eğitim faaliyetinin de, aile ve gençlik çalışmalarının da bir stratejisi, bir sistemi, bir bilimsel temeli olmak zorundadır. Duygu ile değil, akılla; gelenek ile değil, yenilikçi bakışla; reaksiyonla değil, proaktif ve sürdürülebilir bir vizyonla hareket etmeliyiz. Sadece nasihat ederek, sosyal medya paylaşımlarıyla, yılda birkaç konferansla, bayramlarda "kardeşlik" mesajları vererek bu dalgayı durduramayız.

I. Tarihten Bugüne: Çanakkale Sadece Bir Savaş Değildi

Her milletin tarihinde kırılma anları vardır. Çanakkale, Türk milletinin ve İslam dünyasının varlık-yokluk çizgisine gelip, "İman varsa imkân da vardır" sözünü ete kemiğe büründürdüğü bir direniştir. O gün İngiltere'den, Fransa'dan, Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan, Hindistan'dan gelen yüzbinlerce asker, boğazı zorla geçemedi. Çelikten ordular, zırhlı kruvazörler, denizaltılar, çıkarma gemileri. Hepsi Osmanlı'nın imanlı gençleri karşısında durdu. Biz orada yalnızca toprak kaybetmedik veya kazandık demedik; o gün, bir milletin ruhunu, inancını, kimliğini, ahlakını müdafaa ettik.

Bugün ise karşımızda başka bir ordu var. Fakat bu kez toprağımızı işgal etmiyorlar; zihinlerimizi, kalplerimizi, kültürümüzü, ahlakımızı ve inancımızı hedef alıyorlar. Bugünün "sessiz" ve "akıllı" orduları, dijital mecralarda, sosyal medya akımlarında, Netflix dizilerinde, misyonerlik broşürlerinde, okullardaki müfredatlarda, popüler kültürde, cinsel yönelim sapmalarında, ateist ve deist propagandalarda karşımıza çıkıyor. Bugün, bir neslin ruhunu ve aidiyetini hedef alan "yeni bir Çanakkale" ile karşı karşıyayız.

II. Misyonerlik Faaliyetleri ve Kimlik Erozyonu

Dost meclisimizde bazı genç katılımcılar, Hristiyan misyonerlerin Çanakkale'de yürüttükleri faaliyetlere, dağıttıkları broşürlere ve organize çalışmalara dair örnekler gösterdiler. Soru netti: "Hocam, biz ne yapmalıyız?"

Cevabım da net oldu: Eğer siz kendi çocuğunuzu, neslinizi, şehrinizi, kimliğinizi korumaz, bu toprağın manevi ve fikrî bekçiliğini üstlenmezseniz; elin çocukları gelir, binlerce kilometre öteden, Fransa'dan, Amerika'dan, İngiltere'den, Almanya'dan, Kore'den sizin çocuğunuzu dönüştürür.

Bir sabah bakarsınız ki, evladınız size yabancılaşmış; gözünüzün önünde size "içerlemiş", hatta Allah korusun, size ve değerlerinize cephe almış. Bu sessiz bir işgal değil midir?

Bugün misyonerler sadece din değiştirmeye gelmiyorlar; aklı, yaşam tarzını, ahlakı, aileyi, hayatın merkezini, inancı değiştirmeye geliyorlar. "Seküler bir cennet" vaat ediyorlar; sonunda manevî bir çöl bırakıyorlar. Sonra o çocuğu milletinden koparıp ecdadına düşman yapıyorlar.

III. Türkiye'de Kuşatma: Yedi Düvel Artık Kapıda Değil, Evimizin İçinde

Bir zamanlar Çanakkale'ye dev savaş gemileriyle, kruvazörlerle, denizaltılar ve çıkarma birlikleriyle saldıran yedi düvel, o gün bu boğazı geçemedi. Bugün ise o yedi düvel, internetin, dijital yayın platformlarının, sosyal medya algoritmalarının, filmlerin, animasyonların, oyunların, çizgi filmlerin ve kültürel elçiliklerin gölgesinde her evin içine sızmış durumda. Artık tehdit sınırlarımızda değil; bizzat evimizin içinde.

Günümüzün savaşı, kalelerimizi topla tüfekle yıkmıyor; gençlerimizin zihin ve kalp surlarını sessizce erozyona uğratıyor

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

511. Sayı Temmuz 2025