El-Halîm; Kullarının suçlarını, güç ve kudreti olduğu halde hemen cezalandırmayıp erteleyen, tövbe etmeleri için mühlet tanıyan, yumuşaklıkla/teenni ile hareket edendir. “Eğer Allah, insanları kazandıkları şeyler sebebiyle sorgulasaydı, yeryüzünde yürüyen bir canlı bırakmazdı. Lâkin belirlenmiş bir zamana kadar onları tehir eder/erteler. Fakat onların ecelleri geldiği zaman (hesaba çeker). Muhakkak ki Allah, kullarını görendir.” (Fâtır, 35/45)
Rabbimiz, hepimizin gizli ve açık hatalarını en iyi bilen ve buna rağmen bize süre tanıyandır. Allah; gafletinden, bilmezliğinden dolayı kullarına karşı Halîm değildir. Delil yetersizliğinden dolayı affetmek zorunda kalan değildir. Her şeyi en ince ayrıntısıyla bilmesine rağmen affeden ve mühlet verendir.
EL-HALÎM: Rüya görmek, yavaş, sakin, sabırlı, akıllı, ağırbaşlı ve yumuşak davranışlı olmak anlamındaki “h-l-m” kökünden türemiş sıfat kalıbında bir isimdir.
İsm-i fâil olarak türetilmiş olan “halîm” kelimesi “hâlim” kelimesinin mübalağalı şeklidir.
El-Halîm; Kullarının isyanlarına, günahlarına karşı çok sakin, çok sabırlı davranan, hemen öfkelenmeyen, kızmayan, cezalandırmada acele etmeyen demektir. Ebû Mûsâ (ra)’den rivayetle; Rasûlullâh (sav) buyurdu: “İşittiği bir ezaya Allah’tan daha fazla sabreden kimse yoktur. O’nun çocuğu olduğunu iddia ederler; ama O, yine de onları rızıklandırır, onlara sağlık âfiyet veriri.” (Buhârî, “Edeb”, 71 (6099) / Müslim, “Sıfati’l-Münâfikin ve Ahkamihim”, 9 ,2804)
El-Halîm; Kullarının suçlarını, güç ve kudreti olduğu halde hemen cezalandırmayıp erteleyen, tövbe etmeleri için mühlet tanıyan, yumuşaklıkla/teenni ile hareket edendir. “Eğer Allah, insanları kazandıkları şeyler sebebiyle sorgulasaydı, yeryüzünde yürüyen bir canlı bırakmazdı. Lâkin belirlenmiş bir zamana kadar onları tehir eder/erteler. Fakat onların ecelleri geldiği zaman (hesaba çeker). Muhakkak ki Allah, kullarını görendir.” (Fâtır, 35/45)
El-Halîm; Kullarına karşı müsamahakâr/hoşgörülü davranan, cezasını hemen vermeyen demektir.
El-Halîm; Kullarının isyanlarına rağmen onlara öfke ile davranmayan, aynı zamanda onlara gizli ve açık nimetlerini vermeye devam edendir. Rasûlullâh (sav) buyuruyor ki: “Asıl güçlü ve kuvvetli kimse, güreşte rakibini alt eden değil, öfke hâlinde, kendisini dizginleyen, affeden kimsedir.” (Buhârî, “ Edeb”, 76)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız