Tâğût sözlükte “azmak, sınırı aşmak” anlamındaki tuğvân (tuğyân) kökünden türeyen bir isim/sıfattır. Birçok sözlüğümüz tuğyan kelimesine, “aşırı derecede azgın ve mütecaviz” anlamını verirler. Buradan hareketle tağut, Allah’tan başka tapınılan ve hak yoldan saptıran her varlıktır. Puttur, şeytandır, kâhindir, sihirbazdır, şairdir, nefistir, hevâdır.
“Velâ” kelimesi sözlükte sevmek, dostluk göstermek, yardım etmek, iki şey arasında tercihte bulunmak, azalarla destek vermek, müttefik olmak ve arkadaşlık yapmak manalarına gelmektedir.“Berâ” kelimesi ise beri olmak, uzaklaşmak, mesafeli durmak gibi manalara gelmektedir. Velâ kelimesinin tam zıddıdır. Dost ile Velâ, Düşman ile Berâ! olmalı…
Kavramlar, akla daha doğru bir şekilde tasavvura takdim edilmiş temel verilerdir.
Hz. Peygamber’in (sav) kavramlara karşı tavırları şöyle olmuştur:
1. Aynen korudukları
Leyl, kadr, beşer, insan, tayyip, habis, mele, mütref vs…
2. Anlam daralması veya genişlemesi ile kullandıkları
Sadaka, infak, millet, sırat, sebil, rüşd, fısk, sabır vs…
3. Yeni anlam idhali ile tedavüle koydukları
Kâr, kazanç, zarar, kayıp, başarı, takva, salat vs….
Kelime-i Tevhid’in ilk cümlesinin mesajları:
1. İmha olmadan, inşa olmaz.
2. Reddedilmeden, kabul edilmez.
3. Temizlemeden, davet gerçekleşmez.
4. Kazımadan, boya sürülmez.
5. Zararlı olan defedilmeden, yararlı olan celp edilemez.
İmha edilecek, reddedilecek, temizlenecek, kazınacak ve zararlı olan defedilecek en önemli şeylerden biri tâğûttur.
Ehli Kitab’ın kendilerine gönderilen vahiy ile nasıl bir iletişim kurduklarına baktığımıza beş temel tavır sergilediklerini Kur’an’dan öğreniyoruz. Nedir bunlar?
1. “Yektumune” Gerçeği/Hakikati bile bile gizlemeleri
Söylenen, gelen şeylerin gerçek olduğunu bildikleri halde, bile bile bazı menfaatleri gözeterek gizlemeleri.
2. “Yuharrifune” Tahrif etmeleri
Ellerindeki kitabı değiştirip, kafalarına göre bir şeyler yazmaları ve elleriyle yazdıklarına bu Allah katındandır, deyip, insanlardan inanmalarını istemeleri.
3. “Yubeddilune” Kelimeleri değiştirmeleri
Vahyin içerisindeki bazı kelimeleri istedikleri biçimde yorumlayarak, ya bizzat o kelimeyi kaldırıp yerine başka kelime koymaları, ya da o kelimeye, kavrama Allah’ın yüklediği mananın ötesinde bir anlam yüklemeleri.
4. “Yuharrifune’l-kelime an mevadihi” Kelimeleri bağlamından koparmaları
Bu bizzat kelimeleri değiştirip yapılan bir tahriften ziyade, kelimeleri bulundukları bağlamdan, ait oldukları konumdan çıkarıp, anlamak istedikleri biçimde tevil ve tefsir etmeleri.
5. “Nesu” İlahî vahyi unutmaları, unuttukları içinde terk etmeleri
Kitaba veya kitabın içindeki bazı ayetleri unutmaları, onlara kapılarını kapatmaları, onu umursamayıp belli insanlara terk etmeleri…
Başta tâğût olmak üzere, birçok kavrama karşı sergilenen tavırlar:
1. Umursamayanlar
2. Unutanlar
3. Gizleyenler
4. Sloganlaştıranlar
5. Hakkını verenler
Sahabe’ye selim bir tevhid bilincini kazandırtan neydi?
1. Doğru ve güvenilir bir rehber
2. Hakikatin ağırlığına uygun bir üslup
3. Ön yargılardan uzak bir zihin
Tâğût sözlükte “azmak, sınırı aşmak” anlamındaki tuğvân (tuğyân) kökünden türeyen bir isim/sıfattır. Birçok sözlüğümüz tuğyan kelimesine, “aşırı derecede azgın ve mütecaviz” anlamını verirler. Buradan hareketle tağut, Allah’tan başka tapınılan ve hak yoldan saptıran her varlıktır. Puttur, şeytandır, kâhindir, sihirbazdır, şairdir, nefistir, hevâdır.
İbn Abbas’ın talebesi İmam Mücahid tâğûtu şöyle tarif ediyor: “Hüküm verme makamında olan ve Allah’ın iradesinin dışında hükümler veren insan suretinde şeytanlardır.”
“Allah’ın dışında ibadet edilen her şeydir.”
“Sapıklık ve azgınlıkta baş olandır.”
İmam Taberi’nin tarifi: “Benim yanımda tâğûtun tarifi şudur: Allah’a karşı haddi aşıp, ister kendi zorlaması ile ister istememesine rağmen insanların kendisine ibadet etmesine razı olandır.”
İbn Kayyım el-Cevziyye: “Kendisine ibadet edilmede, itaat edilmede, tabi olunmada haddi aşan kişidir.”
Dolayısı ile tağut; şahıstır, kurumdur, ideolojidir. Bazen siyasi bir liderdir, bazen bir cemaatin önünde olan şeyh veya mürşittir, bazen bir evde babadır, bazen bir düşüncenin mimarıdır, yani ideolojinin temsilcisidir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız