Hutbelerde söz konusu ayetin mealini cemaate aktarmak isteyen hatiplerin, meallerdeki çevirileri aynen kullanmaları da sorunludur. Çünkü meallerde yazı dili kullanılmaktadır. Hâlbuki hatibin hitabet dilini kullanması daha isabetli olur. Meallere bağlı kalmadan, hitabet ve dinleyici kitle göz önünde bulundurularak, anlamı mümkün olduğunca yansıtacak uzun cümleler veya peş peşe açıklayıcı kelimeler, manayı açtıkça açan bir üslup kullanılmalıdır.
Hatipler, hutbelerini genellikle Nahl Suresi 90. ayeti ile bitirmektedir. Ülkemizde 15 yıldan fazla bir zamandan beri bu ayetin meali de cemaate okunmaktadır. Uygulama, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın isteği ve müftülüklerin takibi ile yerleşik bir adet haline gelmiştir. Bu yazının amacı, söz konusu ayetin cemaate yansıtılan meali ve yansıtma şekillerine dair bazı problemlere dikkat çekmektir.
İlgili ayetin meali, hatipler tarafından genellikle şöyle aktarılmaktadır: “Allah şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi/bakmayı emreder; hayâsızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı yasak eder. Tutasınız diye size öğüt verir.” (Nahl, 16/90 ) Dikkatle bakılacak olursa bu mealde, ayet metninde geçen bazı kelimelerin anlam derinliği ve kapsamı yeterince yansıtılmadığı gibi bazı kelimelere olması gerekenden farklı anlam verildiği görülecektir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız