Sübûtu ve delâleti kat‘î olan nasslarla belirlenen hükümlerde herhangi bir değişiklik söz konusu olamaz. Bu düşüncenin temelinde o alandaki maslahatın bu hükümler dışında bir başkasıyla elde edilemeyeceği inancı yatmaktadır.
Hz. Ebû Bekir’in hilafeti döneminde Hz. Ömer’in öncülüğüyle Hz. Peygamber’in Müslümanların güçsüz oldukları dönemde bazı belalı kabile reislerine müellefe-ikulûb fonundan verdiği zekât kesilmiştir. Çünkü Müslümanlar güçlenince onlar müellefe-i kulûb özelliğini kaybetmişlerdi. Burada değişen Kur’an’ın hükmü değil muhataplarının değişmesi idi. Dolayısıyla illet değişince ayet değil hüküm değişmektedir.
Soru: Son zamanlarda Türkiye’de hükümlerin değişmesi konusu gündeme geldi. Bu konudaki ölçü nedir? Kur’an hükümleri değişir mi? Ya da değişen hükümler, değişmeyen hükümler nelerdir? Mecelle’de yer alan zamanın değişmesiyle hükümlerin değişeceği yönündeki kaidenin anlamı nedir? Mecelle bizi ne kadar bağlar?
Cevap: Burada soru içinde sorular var. Birincisi hükümlerin değişmesi meselesi, ikincisi, Mecelle’nin ilgili maddesi ve nihayet Mecelle’nin bizi ne kadar bağladığı konusu? Şimdi sırası ile bu üç soruyu ele alalım.
Değişme, hayatın değişmez gerçekliğidir. Değişmeyen bir gerçek varsa o da Allah’ın kelamı yani Kur’an-ı Kerim’dir. Burada asıl sorulması gereken soru şudur: “Sürekli değişen dinamik bir hayatı değişmez bir “söz” nasıl kuşatabilir ya da bu akışkan âlemde zaman-mekânın ihtiyaçlarını nasıl karşılayabilir daha açık sormak gerekirse değişmez “söz” değişken hayatı nasıl yönetebilir?”
Kur’an-ı Kerim, Allah kelamıdır ve insan müdahalesi ile değiştirilemeyeceği, bizzat Allah’ın koruması altında bulunduğu hem kendi ifadesiyle (Bkz.Hicr, 15/9) hem de tarihi gerçeklik olarak sabittir. Ancak İlahi kelamın evrensellik ve süreklilik özelliği vardır. Evrensellik bütün insanlığı kendisine uymaya davet etmesi demektir. (A‘râf, 7/158; Enbiyâ, 21/ 107; Furkân,25/1; Sebe, 34/28; Buhârî, “Teyemmüm”, 1, “Salât”, 56; Nesâî, “Gusl”, 26; Dârimî, “Salât”, 111.) Bu noktada ise farklılık kaçınılmazdır. Çünkü her bir coğrafyanın kendi kabulleri, örfleri, gelenekleri, hayat tarzları vardır. Süreklilik özelliği ise dünya hayatı sona erinceye kadar yürürlükte olacağını ifade eder. Rasûlullah’ın (sav) peygamberlerin sonuncusu oluşunu, (Bkz.Ahzâb, 33/40) Allah nezdinde hak dinin İslam olduğunu (Bkz. Âl-i İmrân, 3/19) bu sebeple de Allah’ın sadece ondan razı olacağını; (Bkz. Maide, 5/3) İslam’dan başka bir dinin asla kabul edilmeyeceğini, (Bkz.Âl-i İmrân, 3/85) Kur’ân’ın da Allah’ın koruması altında bulunduğunu (Bkz.Hicr, 15/9; Fussilet, 41/41-42) beyan eden ayetler onun sürekliliğine delalet eder.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız