َلرّاَفِعُ
Er-Râfi’; Dostlarından, sevgili kullarından yüceltilmeye ve yükseltilmeye hak kazanmış olanları yüceltendir. Onların kelimelerini güçlü kılmak suretiyle dünyada konumlarını ve yerlerini yükselten, ahirette de derecelerle onları üstün kılan ve önemli makamlara getirendir.
Allah’ın kendisi yüce, yücelerin yücesi olduğu gibi kullarından dilediklerini de yüceltir. Onlara çok yüksek dereceler ihsan eder. Bu yücelik hissi, manevî anlamdadır. İnsanların Allah katında amellerine göre dereceleri vardır. Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.” (En’am, 6/132)
ER-RÂFİ’: Kaldırmak, taşımak, nakletmek, yükselmek, yüksek sesli olmak, kadri ve kıymeti yüksek olmak, şerefini ve itibarını artırmak anlamlarındaki “r-f-a” fiilinin ism-i fâilidir. Araplar “ref” kelimesini yer, mevki, makam ve üstünlük için kullanırlar.
Er-Râfi’; “Göğü yükselten, Peygamberleri ve itaatkâr mü’minlerin itibar, derece, şan ve şerefini artıran, mertebesi yüce olan, azamet, yücelik ve büyüklük bakımından en üstün olan, kendisinin üstünde hiç kimse bulunmayandır.” (Esma-i Hüsna, Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ, s.272)
Er-Râfi’; Dostlarından, sevgili kullarından yüceltilmeye ve yükseltilmeye hak kazanmış olanları yüceltendir. Onların kelimelerini güçlü kılmak suretiyle dünyada konumlarını ve yerlerini yükselten, ahirette de derecelerle onları üstün kılan ve önemli makamlara getirendir.
Er-Râfi’; “Kaderleri, değerleri yücelten ve yükseltendir.” (Esma-i Hüsna Şerhi, Prof. A. Hüseyin AKİL, s.291)
Er-Râfi’; Mü’minlerin maddi ve manevi olarak derecelerini yükselten. İzzet ve şeref bahşeden. Eşsiz, benzersiz ve yüksek. Övgü ve senanın bütün derecelerini hak eden, mutlak üstün ve yüce olandır.
Ebû Mûsâ (ra)’den rivayetle: “Rasûlullah (sav) içimizdeyken bir ara ayağa kalkıp, şu beş konuyu anlatmak üzere şöyle buyurmuştu:
إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنَامُ وَلاَ يَنْبَغِي لَهُ أَنْ يَنَامَ يَخْفِضُ الْقِسْطَ وَيَرْفَعُهُ يُرْفَعُ إِلَيْهِ عَمَلُ اللَّيْلِ قَبْلَ عَمَلِ النَّهَارِ وَعَمَلُ النَّهَارِ قَبْلَ عَمَلِ اللَّيْلِ حِجَابُهُ النُّورُ لَوْ كَشَفَهُ لَاَحْرَقَتْ سُبُحَاتُ وَجْهِهِ مَا انْتَهَى إِلَيْهِ بَصَرُهُ مِنْ خَلْقِهِ
Manası: “Şüphesiz Allah uyumaz, O’nun uykuya ihtiyacı yoktur. Amellerin tartıldığı teraziyi indirip, kaldıran da O’dur. Kullarının yapıp ettikleri, gece ve gündüz O’nun katına yükseltilir. O’nun görülmesini perdeleyen şey nurudur. Eğer Allah o perdeyi açsaydı, Allah’ın celâl ve cemâli tüm yaratıklarını yakardı.” (Müslim, “Îmân”, 78 / İbn Mâce, “Mukaddime”, 34 (195) / Müsned, Ahmed b. Hanbel, H.No: 18709)
Er-Râfi’; Mü’min kullarını mutlu ve mes’ud kılmak suretiyle, sevgili kullarını da kendisine yaklaştırmak suretiyle yükselten ve yüceltendir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız