Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Kardeş Ayetler

Prof. Dr. Ali Akpınar

Tallahi Kalıbıyla Yemin, Yemin Olsun Allah'a !

  • 07 Ocak 2020
  • 2099 Görüntülenme
  • 445. Sayı / 2020 Ocak



Dokuz ayette “Tallahi” kalıbıyla yemin edilmektedir. Bu yemin cümlelerinden ikisi (Nahl suresi) Yüce Rabbimize aittir. Dört tanesi Yusuf suresinde Hz Yusuf’un kardeşlerine ait yeminlerdir. Bir tanesi Hz. İbrahim’e aittir. (Enbiya suresi) Bir tanesi cehennemliklere (Şuara suresi), bir tanesi de cennetlik bir mümine aittir. (Saffât suresi)

 

“Cennetteki kişi, cehenneme atılan arkadaşına şöyle seslenecek: Allah'a and olsun ki, az kalsın beni de mahvedecektin.”(Saffât, 37/56) Bu örnekte ise cennetlik olan kişinin şaşkınlıkla beraber sevinç duygusu öne çıkmaktadır. Zira dünyada dost olduğu inkârcı arkadaşı cehennemlik olmuştur. Ona uymuş olsaydı o da cehenneme atılacaktı. Söz konusu bu arkadaş, insana dost görünerek musallat olan şeytan olabileceği gibi; insanın çeşitli amaçlara yönelik bir arada olduğu arkadaşları da olabilir.

 

“Arapçada bâ, vav ve tâ harfleri yemin için kullanılır. Vallahi, billahi, tallahi gibi. Bunlardan asıl olan bâ harfidir. Zira “yemin ederim” anlamına gelen “Üksimü billah yahut Ahlifü billah” fiilleri “tutunma/ilsak” manasına gelen bâ harfi ile kullanılır. Bu harflerden vav harfi Allah lafzıyla kullanıldığı gibi başka şeylerle de kullanılır. Vallahi denildiği gibi, “Velasri/Asra yemin olsun, Vennecmi/Yıldıza yemin olsun” da denir. Tâ harfi ise yalnızca Cenab-ı Hakkın ismiyle “tallahi” şeklinde kullanılır. Bu kullanımda tazimle beraber taaccüp manası da vardır. Tâ ile gelen yemin cümlelerinde “kınama, azarlama, pişmanlık, taaccüp” gibi manalar vardır.” (Ferrâ, Meâni’l-Kur’ân; Taberî, Camiu’l-Beyân)

Dokuz ayette “Tallahi” kalıbıyla yemin edilmektedir. Bu yemin cümlelerinden ikisi (Nahl suresi) Yüce Rabbimize aittir. Dört tanesi Yusuf suresinde Hz Yusuf’un kardeşlerine ait yeminlerdir. Bir tanesi Hz. İbrahim’e aittir. (Enbiya suresi) Bir tanesi cehennemliklere (Şuara suresi), bir tanesi de cennetlik bir mümine aittir. (Saffât suresi) Şimdi bunları görelim:

1-Yusuf suresinde tallahi kalıbıyla kullanılan cümlelerde Yusuf’un kardeşlerinin taaccüp, pişmanlık, utanma ve kınama anlamları öne çıkmaktadır:

“Allah'a yemin ederiz ki memleketi ifsat etmeye gelmediğimizi ve hırsız da olmadığımızı biliyorsunuz, dediler.” (Yusuf, 12/73) Kardeşler bu cümleyi Yusuf’un huzurundan ayrıldıklarında hırsızlıkla suçlanınca söylediler. Şüpheli kimseler olarak durdurulduklarında suçsuz olduklarını anlatmak için yeminle, biraz da şaşkınlıkla bu sözü kullandılar.

“Allah'a yemin ederiz ki, Yusuf'u anıp durman seni bitkin düşürecek veya helak olacaksın dediler.” (Yusuf, 12/85) Aradan geçen bunca yıllara rağmen ümitle ve hasretle Yusuf’unu anmaya devam eden baba Yakub için söylenen bu cümlede, Yakub’un ümit var ve kararlılığı dikkat çekmektedir. Bunu söyleyenler Yakub peygamberin ümidini kaybetmeyişini şaşkınlıkla izlemektedirler. Şu cümle de aynı bağlamdadır: “Çevresindekiler: Allah'a yemin ederiz ki sen, hala eski şaşkınlığındasın, dediler.” (Yusuf, 12/95)

“Allah'a yemin ederiz ki, Allah seni bizden üstün tutmuştur; doğrusu biz suç işlemiştik dediler.” (Yusuf, 12/91) Hz. Yusuf’un huzurunda onun bir zamanlar kendisinden kurtulmak üzere kuyuya attıkları kardeşleri olduğunu anladıklarında, şaşkınlık ve pişmanlık içerisinde bu cümleyi kurdular. Yusuf’un seçkinliğini ve üstünlüğünü ağız birliği ile teslim ettiler. Kardeşler, ilahî iradeye karşı durulamayacağını, kullar ne yaparsa yapsınlar sonunda Yüce Allah’ın dediğinin olacağını şeksiz şüphesiz anlamışlar ve kaderin ötesinde bir kader olduğunu Yusuf’un hayatında bizzat müşahede etmişlerdir. Onlar bunca kötülüğe rağmen iyilik yapmanın erdemli kişilerin özelliği olduğunu anlamışlardır. Bu sözleriyle onlar Yusuf hakkında düşündüklerinin ve ona karşı yaptıklarının yanlış olduğunu itiraf etmiş oldular. Yusuf sabırda, vefakârlıkta, akılda, takvada, iffette, ilimde, hilimde, affetmede, variyette, makam mansıpta, kötülüklere karşı iyilik etmede onları geçmişti.

2- “Allah'a yemin ederim ki, siz ayrıldıktan sonra, putlarınıza bir tuzak kuracağım!” (Enbiyâ, 21/57) Hz. İbrahim peygambere ait olan bu cümlede taaccüp manası öne çıkmaktadır. Kavminin katıldığı put bayramına katılmayan Hz. İbrahim, putlara olan öfkesi sebebiyle putları kıracağını ve bu şekilde kavmini uyaracağını yeminle dile getiriyor. Bu yeminli cümlesinden onun bu konuda ne kadar kararlı ve özgüven içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim onun putlara tüm var gücüyle vurarak putları paramparça ettiği haber verilmektedir. Onun amacı yalnızca putları kırmak değil, bu yolla kavmini uyarmaktı. Nitekim o, küçük putları kırmış, büyük puta dokunmamıştı. Kavmi gelip sorduklarında “Konuşabiliyorlarsa sorun bakalım onlara, belkide onu şu büyükleri yapmıştır.” (Enbiyâ, 21/63) diye cevap vermiş, onların “sen de pek ala bilirsin ki onlar konuşamaz” (Enbiyâ, 21/65) dediklerinde ise şu tarihi cevabını vermiştir: “O halde, Allah'ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne diye taparsınız? Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun! Akletmiyor musunuz?” (Enbiyâ, 21/66-67)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

445. Sayı Ocak 2020