Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Kimlik İnşası

Ramazan Kayan

Allah'ın Gücüne Yaslanmak

  • 07 Ocak 2020
  • 2315 Görüntülenme
  • 445. Sayı / 2020 Ocak
Yazıyı Dinle
0:00
0:00
Yazarın Diğer Yazıları
Ramazan Kayan
Tüm Yazı Arşivi



Tüm rabbani teklifler, nebevi tembihler bizim için… Bizi Rabbimizin rızasına taşıyacak yol haritası, anlam dünyası önümüzde duruyor… Ancak bu ameli pratikler üzerinden Allah’a yol bulabiliriz… Kuru söylem, içi boş temenni, uç ve uçuk yorum ve teviller, şekli ve sathi bir takım ritüellerle Rabbe vuslat mümkün değil… Deruni bir İslami hayat, kalbi ve hasbi bir çırpınış, dolu ve duru bir duruş ile vahye tanıklığımızı toplumsallaştırabiliriz…

 

 

İnsanın zayıf olduğuna dikkatimizi çeken Kur’an-ı Kerim’dir.

Acaba insanoğlunun kendisi bunun ne kadar farkında? Bu konuda insanlar oldukça farklıdır…

Kendilerinde olmayan gücü, varmış gibi vehmedenler…

Sahip oldukları güç ile istikbar ve istiğnaya yeltenenler…

Acziyetlerinin idraki ile Allah’a ihtiyaç duyanlar…

Sahip oldukları ile tekasür, tefahür ve tekebbür yolunu seçip güç temerküzüne gidenler tamah ve tuğyan yolunu seçtiler… Elde ettikleri güce dayanarak insanlar üzerinde ilahlık taslamak sefaletine düştüler… Allah’ın gücü karşısında örümceğin yuvasından daha zayıf olduklarını unuttular…

Aslında güçlü olma isteği insanda fıtridir…

Fakat insanın yanılgısı gücün kaynağı konusunda olmuştur…

Güçler üstü Güç’le irtibata geçerek gücüne güç katması gereken insanoğlu yanlış tercihlerle hüsranını hazırladı…

Askeri, siyasi, iktisadi, fiziki, maddi güce takılı kalan beşer, “En güzel Vekil”den koptu… Ehad ve Samed olanda karar kılması gerekirken evlat, emval ve emlakla övünür oldu…

Sayısal, fiziksel, kitlesel ve parasal gibi görece güçler insanoğlunun gözünde büyüdü… Bunlarla oyalandıkça oyalandı…

Görünene takılı kalan gözler gaybi güçlere yabancılaştı… Bu defa şer güçlerin ve güç odaklarının mağduru ve mazlumu olmaya başladı…

Güce tapınan yani kuvvetin kullarında insanlığın tüm değerleri iflas etti…

Gücün mantığı buydu… Daha güçlü olanın zayıfı ezmesi esastı…

Sonluların gücüne güvenenlerin sonu da sadece helak oldu…

Geçmişte gücünü statüsünden, kariyerinden, iktidarından, asaletinden, nüfusundan alanların bugün artık esamesi okunmuyor…

Gördüklerimiz gücün zevalidir…

Çare mi?

 

Allah ile güçlenmektir… Yani Allah’a ihtiyaç duymaktır… O’nunla iyi olmaktır… O’nunla ilgili olmaktır… O’nunla iletişim kurmaktır…

Mümin Rabbi ile güçlüdür… O’nunla güzeldir… O’nunla yücedir…

Ayaklarını yere vura vura Kâbe’ye yürüyen Mekke’deki o ilk 40 kişi gücünü nereden alıyordu?

Bedir’deki 313’ün gücünün referansı kimdi?

Allah ile güçlenince artık güven bulursunuz… Ve de güven verirsiniz…

Çünkü Vekil O… Veli O… Kefil O…

Söz konusu olan Allah ise gerisi teferruattır…

Peki, biz; Allah ile nasılız?

Allah ile olmak için çırpınıyor muyuz? O’na odaklanıyor muyuz?

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

445. Sayı Ocak 2020