İnancımızda kadın Allah’ın emaneti olan bir eş, ayaklarının altına cennet serilen bir anne, Allah’ın rahmeti ile sarmalanmış bir evlat ve Rabbimizin mükerrem kıldığı bir varlıktır. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş kadınlardan kesitler sunulur. Yaratılışın kendisinde tezahür ettiği annemiz Havvâ, iman ve cesaretin zirveye ulaştığı Asiye, hayâ ve iffetin mekân tuttuğu Meryem, sadakat ve teslimiyetin anlam bulduğu Hacer, namus ve haysiyeti Yaratıcı tarafından tescillenen Âişe validemiz bu yüce şahsiyetlerden sadece birkaçıdır.
Aile, eşlerin Allah’ın adını anarak birbirleriyle ahitleşmesidir; ömür boyu sürmesi niyetiyle yapılan bir sadakat sözleşmesidir. İnsanoğlunun ruhuna huzur ve sükûnet veren bir nimettir aile. Aile, Rabbimizin rahmeti ile desteklenen, sevgi, saygı, şefkat ve muhabbetle güzelleşen bir sığınaktır.
Resul-i Ekrem Efendimizin kurmuş olduğu İslam toplumun en temel ilkesi kişinin herhangi bir ayrım olmaksızın Allah karşısında eşit olmasıdır. Allah, Âdem ve Havva'yı birbirine eş olarak, topraktan yaratmıştır. Her ikisini de yeryüzünü birlikte imar etsinler diye var etmiştir.
Kadın ve erkek, iman, ibadet ve ahlakta birbirinin velisi olarak tanımlanan, Rabbimizin ifadesiyle birbirinin eksiğini giderip, açığını kapatan, bürüyüp koruyan birer örtü/elbise gibidir. (Bkz. Bakara, 2/30) Bir iyilik yaptıklarında ecir ve sevaba layık oldukları gibi, (Bkz.Neml, 27/62) ma’siyete daldıklarında da aynı cezayı hak eden (Bkz.Bakara, 2/187) bu iki can, insan kavramını temsilde birbirinin aynısıdır. Nitekim Rasuli Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur: “Kadınlar, erkeklerin bir bütünü tamamlayan diğer yarısıdır.” (Ebu Davut, “Taharet”, 94)
Kadın her şeyden önce kendi değerini kendi varlık tarzından alan şerefli bir varlıktır. Hz Peygamber (sav) kadınla erkek arasında bir mülkiyet ilişkisi olmadığını, kadının bir nesne olarak konumlandırılamayacağını örnek aile hayatıyla ortaya koymuştur. O kadının saygın varlığını kabullenen, kimliğini tanıyan ve ayrı bir kişilik olarak hayatta yer edinmesini destekleyen bir bakışla insanlığı tanıştırmıştır. Veda Haccında kadınları “Allah’ın emaneti” (Müslim, “Hac”, 147) olarak tanımlaması, onlara karşı ne derce özenli ve bilinçli davranılması gerektiğini göstermiştir. Nitekim Allah Rasulü’nün eşlerine karşı davranış tarzı, onlara ancak bir emanete gösterilecek kadar itinalı ve zarif yaklaştığını açıkça ortaya koymaktadır.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız