Gerekli tedbirleri aldıktan sonra elinden geleni yapıp sebeplere başvurarak sabırla, planlı ve programlı bir şekilde çalışarak; kolay ve başarılı, sonucun hayırlı olması için teslimiyet içinde dua edip işi Allah’a havale etmektir tevekkül. Tevekkül edene; mütevekkil; tevekkül edilene vekil denir.
İnsanın sorumluluğu gereği; yapılacak olan her iş yapıldıktan sonra, Allah’a sığınmaktır tevekkül. Kendisine güvenilmeye, dayanılmaya, işlerini havale etmeye Allah’tan daha layık olan kim var! O, korumazsa, kim korur insanı! O’na güvenmeyen insan, kime güvenir! O’na tevekkül etmeyen; kime, neye tevekkül eder!
“Bir gün Hz. Ömer, bir mescide giriyor. Mescidin bir köşesinde oturmuş bazı kimseleri görüyor. Yanlarına yaklaşıyor. Kur’an okuduklarını, ilmî sohbet yaptıklarını sanıyor. Bakıyor; tembel tembel oturuyorlar. Hiçbir işle meşgul değiller. Soruyor onlara:
- Siz kimsiniz? Ne yapıyorsunuz burada?
- Biz mütevekkilleriz, (Allah’a tevekkül edicileriz.) diyorlar.
Hz. Ömer'in onlara cevabı oldukça sert oluyor:
- Hayır hayır!.. Siz mütevekkil (tevekkül eden) değil; müteekkillersiniz. (Hazır yiyicilersiniz, asalaklarsınız), diyor ve hepsini camiden dışarı kovuyor.”
Tevekkülü anlatan ne güzel bir anekdot!
Nedir tevekkül?
Vekil kabul etmek, işlerini ona havale etmek, inanmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak anlamına geliyor sözlükte.
Tevekkül, Kur’an’da, türevleriyle birlikte yetmiş yerde geçiyor.
Gerekli tedbirleri aldıktan sonra elinden geleni yapıp sebeplere başvurarak sabırla, planlı ve programlı bir şekilde çalışarak; kolay ve başarılı, sonucun hayırlı olması için teslimiyet içinde dua edip işi Allah’a havale etmektir tevekkül.
Tevekkül edene; mütevekkil; tevekkül edilene vekil denir.
Bazı işlerin yürütülmesinde insanlar da birbirlerine vekil olabilirler. (Mahkemelerde avukatları vekil tayin etmek gibi.) Fakat Allah’tan başkasına tevekkül edilmez. Bu manada asıl vekil Allah’tır:
“Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şey üzerinde vekildir.” (Zümer, 39/62)
“Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. (Allah'a tevekkül et.) Vekil olarak Allah yeter.” (Nisa, 4/132, 81)
Vekil, Allah’ın sıfatı olarak Kur’an’da 24 ayette geçmektedir.
Rabbimiz, inananların yalnız Allah’a tevekkül etmeleri gerektiğini bildiriliyor. Yalnız Allah’a tevekkül etmek (güvenip dayanmak), mümin olmanın ve Müslüman olmanın gereğidir: Musa (as) dedi ki: “Ey kavmim, eğer siz Allah'a inanıyorsanız (ve) Müslümansanız; yalnızca O'na tevekkül edin.” (Yunus, 10/84)
Rabbimiz, tevekkül konusunu çok önemsiyor ve ısrarla kullarını bu hususta uyarmak, bilinçlendirmek istiyor:
“De ki: Hiçbir zaman bize Allah'ın bizim için takdir ettiğinden başkası dokunmaz. O bizim mevlamızdır (sahibimiz, yöneticimiz, dostumuzdur). Müminler yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.” (Tövbe, 9/51; Maide, 5/11; Âl-i İmran, 3/160; 122)
“Eğer Mümin iseniz; Allah'a tevekkül edin.” (Maide, 5/23)
“Kim, Allah'a tevekkül ederse; O, ona yeter.” (Talak, 65/3)
“Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)’a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et.” (Furkan, 25/58)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız