Hususi Fikirler
Kur'an’da mü'minün suresi olduÄŸu gibi, mü'min suresi de vardır. Bunun manası; Kur’an-ı Kerim mü’minleri toplu halde tarif ettiÄŸi gibi, mü’min insanı ferd olarak da tarif etmiÅŸtir. Gerçek Müslüman, tarifini Kur’an’da bulan ve Kur’an’daki tarifine yaÅŸadığı müddetçe uyandır.
Dikkat edilirse Kur’an’a göre Müslüman ferd; Allah’ın karşısında tuÄŸyan edip istiÄŸna duygusuna kapılmayan, hurafelerin her çeÅŸidine savaÅŸ açan, geleceÄŸe yönelik ufku olan, meselelere, oluÅŸumlara, hadiselere iman penceresinden baka bilen rahmet insanıdır.
Müslüman ferd; istikrar sabidir. Onun istikrarı istikametinden, istikameti de imanından gelir. Kur’an’ın gündeme getirdiÄŸi Müslüman ferdin bir elinde Kur’an-ı Kerim, öbür elinde Sünnet-i Seniyye, bir ayağı ÅŸeriatte sabit, öteki ayağıyla kâinatı dolaÅŸan dava ve davet adamıdır.
Kur’an’daki Müslüman ferd, tefekkür ehlidir. Kâinatı bir kitap gibi okumayı bilir. Eserden müessire giden yolu gönül gözü ile de görür. Sürekli Rabbi ile olmanın iç huzurunu dolu dolu yaÅŸar. Bu sebeple baÅŸkalarını üzen ve korkutan birçok ÅŸey onun gözünde hiçtir. Müslümanın incitildiÄŸi yerde inci aramaz.
Kur’an-ı Kerim, biz Müslümanlardan bütün zamanlarda ve mekânlarda “Müslüman ferd”i, “Müslüman aile”yi, “Müslüman cemiyet”i ve “Müslüman devlet”i isteyen, bunları maksadü gaye edinmiÅŸ olan bir kitaptır. Kur’an’da Müslüman ferd, birinci hedeftir. Kur’an’daki Müslüman ferd, âlemlerin eminidir. O, kışta bahardır, her yerde mazlumlara dostu yardır. Kur’an sadece kendine, Müslüman ferd istemez. Bunun ferdi sorumluluk mükellefiyeti kadar, birliktelik, ümmetin parçası olacak bir cem olma birimiz yanıldığında onu düzeltecek, bu düzeltme giriÅŸimlerinden gocunmayıp sevinç duyacak bir sorumluluk yükler. Yani Müslüman ferd, ümmete yük yükleyen deÄŸil, ümmetin yükünü yüklenendir. Müslüman ferd, hep baÅŸkalarına nasihat eden deÄŸil, baÅŸkaları tarafından kendisine yapılan nasihatleri dinleyen ve gereÄŸini yerine getirendir.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız
