Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhabalar Değerli Okurlarımız

  • 31 Mayıs 2023
  • 269 Görüntülenme
  • 486. Sayı / 2023 Haziran

Fitne ve fesadın tarihi insanlığın tarihi ile yaşıttır. Hz. Âdem (as)’ın iki oğlunun arasında tutuşan fitne ateşi yeryüzünde ilk kardeş kanının dökülmesine sebep olmuştur. İnsanoğlunun ilk kan damlasının toprağa düşmesiyle birlikte adeta fitnenin tohumu da toprakla buluşmuştur. İnsanın olduğu bütün coğrafyalara kök salmıştır. Tarihin her döneminde fitne ve fesat, şeytanın insanoğlunu birbirine düşürmek için kullandığı en etkili silah olmuştur. Kıyamete kadar da şeytan bu silahı insana karşı kullanmaya devam edecektir. İnsanoğlunun misafirhanesi ve imtihan yeri olan dünyayı fitne ve fesada verdiği acı dolu günler yaşıyoruz. İnsanoğlu, adeta insanlığından utanılacak bir noktaya geldi.

Gözümüzü İslam coğrafyasına çevirdiğimizde Müslümanların yaşadıkları her bir ülkede fitnenin ve fesadın kardeşi kardeşe öldürtmeye devam ettiği acı gerçeği ile karşılaşıyoruz. Aynı Allah’a ve aynı peygambere iman eden, günde beş defa aynı kıbleye yönelen Müslümanlar, birbirlerini düşman görmeye devam ediyorlar. Sayamayacağımız kadar çok olan ortak paydalarımıza ufak tefek farklılıklarımız galip geliyor ve aramızda fitne sebebi olabiliyor. Ümmet bir türlü sosyal tevhid olan vahdete kavuşamıyor. İslam coğrafyasının genelinde yaşanmakta olan acılara yüreklerimiz dayanamaz hale geldi.

Yaşamakta olduğumuz bu durumun sebebini Kur’an’a sorduğumuzda şu ayet cevap olarak karşımıza çıkıyor: “Kâfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz Allah’ın emirlerini yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur” (Enfal, 8/73)

Yeryüzündeki bütün savaşlar, terör olayları, sosyal, siyasi ve ekonomik karmaşa ve kargaşalar Kur’an tarafından “fesat” kavramı ile ifade edilir. Bütün fesatların sebebini ise yukarıda zikretmiş olduğumuz ayet “Allah’ın emirlerinin yerine getirilmemesine” bağlıyor. İslam coğrafyasında yaşanmakta olan fesatlara son vermek için Müslümanların Allah’ın emirlerini bireysel ve toplumsal hayatlarına hâkim kılmaları gerekiyor. Ancak bunun neticesinde coğrafyamızı ve dünyayı hilafet görevimizin gereği olarak ıslah edebiliriz.

Toplumsal bir varlık olan insanın içtimai hayattaki mutluluğunun sırrı, içerisinde yaşamış olduğu toplumda adalet, güven ve kardeşliğin hâkim olmasıdır. Bu ilkeler, toplumun temeli olan aileden başlayıp en üst yapı olan devlete kadar uzanır. Bir babanın aile ocağındaki huzurunun sırrı, eşi ve evlatlarına karşı adil olması, onlara güvenmesi ve onlarla arasındaki kardeşlik hukukunu muhafaza etmesindedir. Aile hayatına bu temel ilkeler hâkim olduğunda o ev, cennet bahçelerinden bir bahçe olur. Böyle bir ev, huzurun ve mutluluğun örnek adresi olma özelliğine haizdir. Ailedeki huzur gibi devletteki huzurun da temelinde bu üç temel ilke vardır. Bir devletin sınırları içerisinde yaşayan vatandaşlar devletinin adil olduğuna inandıkları, devletlerine güvendikleri ve aralarındaki kardeşliği korudukları sürece o devletin temelleri sağlamdır. Vatandaşların devletin adaletine olan inançları, aralarındaki güven ve kardeşlik devletin ömrünün de belirleyicisidir.

Adalet ilkesini devlet yönetimine hâkim kılmanın yolu kardeşlik hukukunu uygulamaktır. Kardeşlik hukuku, içinde bulunmuş olduğumuz zor günlerde huzur ve barışımız için Rabbimizin bize öğrettiği ve yaşanmış bir çözüm yoludur. Hepimizin malumu olduğu üzere Kur’an, özelde müminleri “din kardeşliği” paydasında birleştirirken genelde ise bütün insanları “insan kardeşliği” paydasında birleştirmiştir.

Toplumsal hayatımızda adaletin ve huzurun hâkim olması fitne ve fesadın ortadan kalkmasına bağlıdır. Bu sayımızda siz kıymetli okurlarımızın huzuruna “Kur’an ve Sünnette Fitne” dosyasıyla çıkıyoruz.

Makaleleri ile elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan değerli yazarlarımıza en kalbi teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Siz vefalı ve fedakâr okurlarımızı, Kur’an ve Sünnet’in penceresinden fitne ve fesadı doğru tanımamıza ve fitneye karşı dikkatli olmamıza vesile olması için dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

 

 

 

486. Sayı Haziran 2023