Her israf eden, amaçsız yere saçıp, savurduğu şeylerin asli sahibi olarak kendisini zan eder.“Benim değil mi istediğimi yaparım” zihniyeti ile emanetçi olduğunu unutur, farkında olarak yada olmadan Allah’a ait bir hakkı kendi insiyatifindeymiş gibi görür.
Bir şeyi samimiyetle itiraf edelim ki; israf hayatımızı tamamen kuşatmıştır. Bugün zamanın yetmediğinden şikâyetçi olan bizler, ellerimizi vicdanlarımıza koyarak yeniden bir muhasebe yapmak zorundayız; yetmeyen zaman mı, yoksa gereksiz yere harcadığımız şeyleri karşılamak için bir ömür tükettiğimiz nefesler yada amaçsızca saçıp-savurduğumuz vakitler mi?
İhvane’ş-Şeyâtîn/Şeytanların Kardeşleri ifadesi, çok önemli bir nitelendirmedir ve öyle her önüne gelene karşı kullanılamayacak kadar da ağırdır. Peki, bu ağır ve önemli ifadeyi neden biz kullanma ihtiyacı hissettik? Öncelikle şunu söyleyelim ki; bu ifade bize yada başka birine ait bir ifade değil, Kur’an’ın kullandığı bir nitelendirmedir. O halde sorumuzu şöyle düzeltelim; Kur’an bu ağır ifadeyi kime karşı kullanmış olabilir?
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız