Bitkisel deodorantları kullanmanın bir yolu bunları toz haline getirip koltuk altlarına sürmektir. Bu son derece etkili bir yöntem olmakla birlikte giysilerde leke yapabilir. Bu yüzden size bunun yerine içlerinden seçtiğiniz birkaç tanesiyle yapacağınız demli bir çayı öneririm. Şahsen benim favorilerim: Ege tipi adaçayı, kekik, biberiye, defneyaprağı, yeşil çay ve sumak yaprağıdır. Oldukça demli hazırladığınız çayla ıslattığınız temiz bir bezle koltuk altlarınıza yapacağınız birkaç dakikalık masajın faydasını görürsünüz. Elma sirkesi de oldukça etkilidir. Çünkü sirke güçlü bir antiseptiktir.

Koltuk altımızın kimyası son derece ilginçtir. Beden kokumuzun neredeyse tamamı, çoğunluğu koltuk altlarımızda bulunan apokrin ter bezlerinden kaynaklanır. Tüm insanlar bu özel ter bezleri ile doğarlar. Bu bezler kokusuz, sütümsü bir sıvı salgılamaya başladıkları ergenlik çağına kadar çok fazla bir faaliyet göstermezler. Eğer bu sütümsü salgı düzenli olarak yıkanıp temizlenmezse bakteri kolonileri oluşmaya başlar ve bir süre sonrada ne olur dersiniz?

Erkeklerin apokrin bezleri kadınlara oranla hem daha büyük hem daha fazladır. Bu yüzdende erkeklerin beden kokusu daha yoğundur. Bununla birlikte kadınların çok daha fazla deodorant tükettiklerine her türlü bahse girerim.

Bakteri üreyen bir ortam oluşturmanın dışında beden kokusu çinko eksikliği, şeker hastalığı, karaciğer hastalıkları, kronik kabızlık ve parazit enfeksiyonundan da kaynaklanabilir. Vejetaryenler et yiyenlerin daha fazla koktuğunu iddia etmektedirler.

Banyo yapmak beden kokusunu kontrol etmenin en iyi yollarından biridir elbette. Banyoya rağmen bir kozmetik ürün kullanmaktan vazgeçemiyor olabilirsiniz. Ancak piyasada satılan roll-on ya da sprey deodorantlara bağımlı kalmanız gerekmez.

Bitkilerin deodorant gibi kullanılmasının geçmişi çok eskilere dayanır. Bitkilerin anti bakteriyel özellikleri sayesinde apokrin bezi salgılarının kötü kokmasına neden olan mikroorganizmalara karşı kullanımı hiçte şaşırtıcı değildir. Aşağıda bunlardan bazılarını bulacaksınız.