El-Müızz ismi, izzetin kaynağıdır. Çünkü insanlar buna dayanırlar. Zira hak olan söz için, hak olan fiil için ve hak ile iş yapmak için kişi, arkasını bu güce dayamak suretiyle korunur, himaye altına girer. Bu bakımdan el-Müızz, bizzat izzetin mastarı ve kaynağıdır. Çünkü izzet O’ndan istenir, yardım O’ndan beklenir.
El-Müızz; İçinde saf ve temiz niyet taşıyan, sadık ve dürüst olanları aziz kılandır. Çünkü içinde samimi niyet taşıyanlar, güzel fiil ve davranışlarda bulunarak başarı kazanmak isterler. Kötü amellerden, fiil ve davranışlardan da uzak kalmayı umarlar. Bu itibarla kim, hakkı üstün kılmak isterse, el-Müızz olan Allah da onu aziz kılar.
EL-MÜIZZ: “Dengi ve benzeri bulunmayan, değerli ve şerefli, güçlü ve yenilmez” manasında mastar ve “güç, şiddet, yenilmezlik” anlamlarında isim olarak kullanılan izz (izzet) kökünden türemiş bir sıfat olan “müızz”, “azîz” kılan” demektir.” (Esmâü’l-Hüsnâ, Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ, s.123)
El-Müızz; “Mutlak gücün ve kuvvetin sahibi ve maliki demektir. Çünkü O, galip olandır, yenendir, yenilen asla değildir. O kahreden, fakat kahredilmeyendir. O hakkı, hakka dayanak olsun ve hakkı ortaya çıkarsın, bâtılı da yok etsin diye indirendir.” (Esma-ül Hüsna, Heyet, s.317)
Hattâbî (ra)’e göre el-Müızz; “Düşmanlarına karşı dünyada dostlarına destek verip, onları üstün kılan, Ahirette de onları en güzel bir şekilde ağırlayıp, üstün kılacak olandır.” (El-Esmau ve’s-Sıfat, İmam Beyhâki, s.430)
İmam Beyhakî (ra) der ki: “El-Müızz; zor olan sebepleri, engelleri kolaylaştırmaktır.” (El-Esmau ve’s-Sıfat, İmam Beyhâki, s.430)
El-Müızz; Seven, sevilen ve muhabbet gösteren demektir. Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ ذٰلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Meali: “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihat ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın dilediğine verdiği bir lütfudur. Allah’ın lütfu geniştir; O, her şeyi bilir.” (Mâide, 5/26)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız