Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İktibas

Yusuf Kaplan

Taban'sız Kök'süz Bir Yolculuk Yıkım'la Sonuçlanır

  • 06 Ağustos 2019
  • 1749 Görüntülenme
  • 440. Sayı / 2019 Ağustos



İnsanın yok oluş, daha doğrusu kendini ve dünyayı yok ediş çılgınlığını sona erdirecek, gök’le kök arasındaki muhkem irtibatı yeniden tesis edecek, yeniden hatırlatacak bilgece bir sese ve ötelerden getirilecek diriltici nefese, dünyayı cehenneme çeviren cinnet hâlinden kurtaracak zamanları ve mekânları delip geçen muazzez bir haykırışa ihtiyacı var insanlığın. Bu ses, bu topraklarda gizli. Bu ses, sensin, sende gizli.

 

Taban’dan, en temel’den, kök’ten başlamayan bir yolculuk kök salmaz, meyve vermez.

Taban’dan başlamayan, kök’ten fışkırmayan bir yolculuk, uzun sürmez.

Taban’dan başlamayan, esinini ve besini gök’ten almayan, yer’de kök salamayan, dolayısıyla sahiciliği yakalayamayan bir yolculuk talan’la, tahribat’la ve yıkım’la sonuçlanır.

Burada “taban” sözcüğünü hem felsefî hem de sosyolojik anlamda kullanıyorum.

Bu yazıda, yalnızca “taban”ın felsefî anlamının anlamına dair kısa ama zihin açıcı bir yolculuğa çıkarmak niyetindeyim sizleri.

Felsefî anlamda taban, kök’le, dolayısıyla “gök”le ve “ruh kökü”yle irtibatlı bir kavram.

Şöyle ki: Kök, gök-ekini bir meyvedir: Rüzgâr eser, gök’le yer arasında aşı yapar, yağmur yağar, tohum toprakta kök salar, dal budak olur ve meyveye durur...

Bütün bunlar yalnızca fizik hâdisesi değildir; Rahman’ın Rahmet eser’i, metafizik hâdiselerdir.

Böyle böyle toprakta kök salan ağaç, insanla tabiat arasında sarsılmaz bir bağ kurar. Rüzgâr (rîh) estikçe, gökten gelen “yağmur”, gökle kök arasında kurduğu bu irtibatla, insana, ötelerin ötesine ulaştıran, kanatlandıran bir ruh sunar.

İnsan, bu dünyada yalnız olmadığını anlar. Dahası, bu dünyanın dışında ve ötesinde bambaşka dünyalar, hakikatler ve hayatlar olduğu gerçeğinin farkına varır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

440. Sayı Ağustos 2019