Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ın ilk lanet ettiği varlığın şeytan olduğunu görüyoruz. Melekler Âdem’e secde ettiği halde şeytan büyüklük taslayarak secde etmekten kaçınmıştır. Gerekçe olarak da kendisinin ateşten, Hz. Âdem’in ise topraktan yaratıldığını, ateşin topraktan daha üstün olduğunu göstermiştir. İblis, kendince batıl bir kıyas yaparak yeryüzünde ilk defa ırkçılık yapmıştır.
Yüce Allah’ın laneti, öfkelendirecek işler yapmaları sebebiyle kulunu huzurundan kovması ve rahmetinden mahrum bırakmasıdır. O’nun lanetini hak edenler arasında; şeytan, kâfirler, zalimler, müşrikler, münafıklar, mürtetler, Allah’ın ayetlerini gizleyenler, Allah ve Resulünü incitenler, müminleri kasten öldürenler (Bkz.Maide, 5/93), Allah’a verdikleri sözü bozanlar (Bkz.Maide, 5/13), akrabalık bağını kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar yer alır. (Bkz.Muhammed, 47/22-23)
“Allah’ın laneti ne anlama gelir? Allah’ın lanetine kimler uğrar? Allah birine lanet ederse ne olur? Allah lanet ettiği kişiyi affeder mi?”
Dinî terminolojide lânet “Allah’ın, bir kimseyi, işlediği kötülüğün büyüklüğü sebebiyle rahmetinden kovması, uzaklaştırması, ona azap etmesi ve onu cezalandırması” demektir. Lânet, Yüce Allah’tan geldiğinde dünyada rahmetini kesmesini, ahirette cezalandırmasını; insandan geldiğinde ise, başkasına beddua etmesini ifade eder. (Bkz.İsfehânî, el-Müfredât, s. 680-81) “Allah’ın laneti” tabiri de, insanı, dünyada iyilik ve hidayetten, ahirette lütuf ve merhametten mahrum bırakmak suretiyle cezalandırması gibi manalarına gelir.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ın ilk lanet ettiği varlığın şeytan olduğunu görüyoruz. Melekler Âdem’e secde ettiği halde şeytan büyüklük taslayarak secde etmekten kaçınmıştır. Gerekçe olarak da kendisinin ateşten, Hz. Âdem’in ise topraktan yaratıldığını, ateşin topraktan daha üstün olduğunu göstermiştir. İblis, kendince batıl bir kıyas yaparak yeryüzünde ilk defa ırkçılık yapmıştır. Allah da onu Kendisine itaat etmediği için huzurundan kovmuş ve kıyamet gününe kadar rahmetinden uzak tutacağını belirtmiştir. (Bkz. Sad, 38/74-78)
Yüce Allah kâfirlere de lanet ettiği için onları ahirette rahmetinden mahrum bırakacaktır. Çünkü inkâra şartlanmış olanlar; Allah’ın varlığını ve birliğini, Kur’an’da açık ve kesin olarak belirtilen hükümlerin tamamını veya bir kısmını, nübüvvetin gerekliliğini ve ölüm ötesi hayatı kabul etmemektedirler. Halbuki Yüce Allah onları akıl ve irade gibi yetilerle donatmış, onlarsa bu yetileri iman yolunda değil inkar yolunda kullandıkları için ahirette ebedi olarak cehennemde kalacaklar ve yüzlerine hiçbir zaman bakılmayacaktır. (Bkz.Bakara, 2/161-162) Yine, “İsrâiloğulları’ndan kâfir olanlar, Davut ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lânetlenmişlerdir. Çünkü onlar isyan etmişlerdi ve sınırı aşmışlardı.” (Maide, 5/78) Bu ayette, İsrâiloğulları’ndan inkârcılığa sapanların taşkınlık ve nankörlükte ileri gitmeleri sebebiyle ilâhî lânete uğramalarından söz edilmektedir. Çünkü onlar cumartesi yasağını ihlal etmişlerdir. Bu sebeple, Davud peygamberin diliyle bedduayı hak eden İsrailoğulları daha dünyada iken maymuna dönüştürülmekle cezalandırılmışlardır. (Bkz.Bakara, 2/65; Araf, 7/163-166) Hz. İsa’nın onları lanetlemesi ise, gökten sofra indirme mucizesine rağmen hakikati bile bile inkâr etmeleri ve inkârcılıkta direnmeleridir. (Bkz.Maide, 5/112-115)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız