Şahit olma şuuru ile sahip olduklarımızı kullanırsak amacına uygun hareket etmiş oluruz… Aksi takdirde sömürü, yozlaşma, çürüme kaçınılmaz olur… Mülk edinme ve kullanma ahlakını, Kur’an-ı Kerim ilk nazil olan surelerden Kalem süresinde, bahçe sahipleri kıssası ile henüz risaletin başlangıcında dikkatlerimize sunuyor… Ahlaki yozlaşmanın mali boyutuna işaret ederek toplumsal ifsadın kaynağına iniyor.
Karunlaşma temayülü, Salebeleşme sevdası teşvik buluyor, prim yapıyor… Bu konsepte ayak uyduramayanlar beceriksizlik, işini bilmezlikle suçlanıyor… Takva, vera, isar çoğu zaman bir temenni olarak kalıyor… Sürdürülebilir bir yaşamın gereklilikleri olmaktan ziyade sohbetlerin, sunumların teorik malzemesi oluyor…
İnsan yapısı gereği ihtiyaç duyar… Samed olana muhtaç olduğunu fark ettikçe müstağni ve müstekbir olmaktan kurtulur…
Yine insan hayatın doğal akışı gereği tüketmeden yaşayamaz.
İnsanı yaratan Allah (cc) insanın ihtiyaçlarını temin ve tüketimine de bir düzenleme getirmiştir…
Mümin, akıl ve iradesini vahyin çizdiği çerçevede kullanır, üretim ve tüketim hayatı bu bağlamda gerçekleşir…
İhtiyaçları gidermede Müslüman belirsizlik içinde bocalamaz, hareket alanında sınırsız bir yetkiye de sahip değildir…
Bir Belirleyen var… Teklife tabiyiz… Özgürlük, üretim, tüketim, istek, ihtiyaç hepsinin bir sınırı var, duracağımız yer belli, buna hududullah diyoruz… Yani Allah’ın dur dediği yerde durmak durumundayız…
Sınırsız özgürlük, sınırsız günah demektir…
Ekonomik hayatta da helal kazanç, adil paylaşım mülkle ilişkimizi belirliyor… Aksi takdirde arzularını vahyin disiplinine, terbiyesine tabi kılmayanlar, servete sahip oldukça şımarma ve yozlaşma yoluna giderler…
Sınırsız arzular, önlenemeyen azgınlık demektir…
Vahiyle irtibatları zayıflayanlar, zamanla zaaflarına yenik düşüyorlar… İslam dışı sistemlerin parçası ve pazarı haline gelebiliyorlar…
İnancımız o ki; mülkün mutlak maliki, Allah’tır… O Allah, teshir yasaları gereği evrende her şeyi istifademize sunmuştur… Bizden istenen ise mülkle ilişkimizi emanet bilinci üzerinden sürdürmektir…
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız