Sayı : 504   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Esma-ül Hüsna

Adem Karataş

El-Hamid

  • 09 Haziran 2022
  • 632 Görüntülenme
  • 474. Sayı / 2022 Haziran



 

اَلْحَمِيدُ

El-Hamîd; Karşılıksız ihsan ve lütufta bulunan, fiilleriyle övgüye layık olan, her bakımdan sonsuz övgüyü hak eden, bütün varlığın diliyle övülen, zatını öven ve övgüleri asla boşa çıkarmayandır. Hamd; şükürden daha geniştir. Hamd, sadece Allah’a yapılır. Şükür ise; hem Allah’a hem de insanlara teşekkür edilir.

 

EL-HAMÎD: “Güzel nitelikleri ve iyilikleri sebebiyle birini övmek, razı olmak, kızmak, hakkını ödemek ve teşekkür etmek anlamlarındaki “h-m-d” kökünden türeyen “hamîd” kelimesi; övülen, övgüye layık olan demektir.” (Esma-i Hüsna, Doç. Dr. İsmail KARAGÖZ, s.152)

“El-Hamîd ismi, yaptığı iyilik ve ihsanlardan dolayı tazim ve teşekkür kastıyla övmek, yüceltmek, medhü senâda bulunmak, büyüklemek anlamlarına gelmektedir.” (Esmâ-i Hüsnâ, Ramazan SÖNMEZ, s.353)

El-Hamîd; Karşılıksız ihsan ve lütufta bulunan.

El-Hamîd; Fiilleriyle övgüye layık olan.

El-Hamîd;Her bakımdan sonsuz övgüyü hak eden.

El-Hamîd; Bütün varlığın diliyle övülen.

El-Hamîd; Zatını öven ve övgüleri asla boşa çıkarmayandır.

Hamd; şükürden daha geniştir. Hamd, sadece Allah’a yapılır. Şükür ise; hem Allah’a hem de insanlara teşekkür edilir.

“Hamd, sadece dille yapılır. Şükür ise; hem dille hem de diğer azalarla yapılır.” (Esmâ-i Hüsnâ, Ramazan SÖNMEZ, s.353) “Ey Davut ailesi! Şükür duygusu içinde amel edin. Kullarımdan şükreden azdır.” (Sebe, 34/13)

El-Hamîd ism-i şerifi hakkında el-Halimî (ra) der ki: “Hamîd, hamd edilmeyi hak eden, hamda layık olandır. Çünkü O, vardı ve bütün varlıkları ve insanı yoktan var etti. Sonra iki üstün nimeti akıl ve hayatı insanda topladı. Sonra ona sayısız nimetler verdi ve onu, bütün varlıklara üstün kıldı. Ona çalışma azmi verdi. O halde O’ndan başka kim hamd edilmeyi hak eder? Kim O’nun kadar hamde layık olur? Hayır, bütün övgüler ve hamdler, sadece O’nadır, başkasına değil. Bütün bu minnet ve bağışlar başkasından değil, sadece O’ndandır.” (El-Esmâ ve’s-Sıfat, Beyhakî, s.59-60 / Esma-ül Hüsna, Heyet, s.120)

El-Hattâbî (ra) de bu isim hakkında der ki: “O; fiilleriyle hamd edilmeyi hak eden ve hamda layık olandır. Hamîd, “fâîl” vezninde olup “mef’ûl” yani “Mahmûd/Övülen, hamd edilen” anlamındadır. Sıkıntı ve bolluk zamanlarında, şiddet ve rahatlık anlarında, yalnız O’na hamd edilir. Çünkü O, Hakîm’dir, her şeyi yerli yerinde yapar. Hiçbir fiilinde hata yapmaz ve yanlışlık bulunmaz. O, her durumda övülmeyi hak edendir.” (El-Esmâ ve’s-Sıfat, Beyhakî, s.59-60 / Esma-ül Hüsna, Heyet, s.120)

Hamîd, Allah’ın sabit sıfatlarından biridir. Bu, bazen sözleriyle bazen da zatıyla ilgilidir. Her iki durumda da özel tamlama olarak kullanılır. Hamîd, sözlerle ilgili olarak kullanıldığında Hamîd/Hamd eden, öven anlamına gelir. Bu durumda hamd, iki anlamda kullanılır:

1) Allah’ın kendi zatını övmesi. Allah’ın kendini övmesi O’nun hakkıdır. O, dilediği şekilde kendisini övmeye layıktır. O, her türlü noksanlıktan uzak olduğu gibi, bütün fiilleri, sıfatları, isimleri ve zatı da her türlü noksanlıktan uzaktır. O, mutlak hamd ve övgünün sahibidir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

474. Sayı Haziran 2022