Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana İtikattan Soruyorlar ?

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Hz. Peygamber'im (S.A.V) İtikadi Sapmaları Düzeltmesi (3)

  • 08 Aralık 2017
  • 2162 Görüntülenme
  • 420. Sayı / 2017 Aralık



Unutmayalım ki tarihte müşrikler müminlerin içinden çıkmıştır. O halde her Müslüman, değerli şahsiyetine ve yüce davasına leke getiren her türlü şirk unsurundan kaçınmalıdır. Ancak böyle disiplinli çaba neticesinde tevhide uygun Allah inancı muhafaza edilebilir.

 

Rukye, dua ile tedavi olmak demektir. İslâm akaidi açısından dua ile tedavi yöntemi olan rukye, içerisinde kişiyi şirke düşürücü bir durum ve tevekkül inancına aykırı bir faktör olmadığı müddetçe yapılması caiz görülmüştür. Tabii ki burada her çeşit tıbbi yöntem uygulandıktan sonra, dua ile tedaviye devam edilmelidir.

 

Ülkemizde, ay ve güneş tutulması karşısında bazı yörelerde namaz kılmak ve dua etmek yerine davul çalmak, silâh atmak gibi cahiliye uygulamaları görülmektedir. Bunun İslâm'la yakından ve uzaktan hiçbir alakası yoktur; bid'at ve hurafeye dayalı bir halk inancıdır. Yapılması gereken namaz kılmak ve dua etmektir.

 

Gizli şirk ne demektir, hangi ibadetlerde ortaya çıkar, sakınmak için ne yapılmalıdır?

Şirk, Yüce Allah’a zatında, sıfatlarında ve fiillerinde ortak koşmaktır. Yüce Allah’ın sıfatlarının O’ndan başka varlıklara atfedilmesi açık şirktir. Bir de gizli şirk vardır. İslâmî literatürde buna “riyâ” denir. Riyâ, herhangi bir kimsenin ahiret ameliyle dünya menfaati gözetmesine; iman, ibadet ve İslamî ilkeleri dünyevî yararlara âlet etmesine dayanır. İslam dinine göre, ahiret ameliyle dünya yararı gözetmek anlamına gelen riya, kötü bir davranış türüdür. Ahiret amelinden maksat; söz, beden ve servet yoluyla yapılan ibadetlerdir. İbadetlerinde gösterişe yer veren kimseye, mürai denilir. Bu tip kötü karaktere sahip olan kimseler, bir iyiliği ve iyi davranışı Allah’ı hoşnut etmek için değil, insanların beğenisini kazanmak için yaparlar. Amaç, insanlar üzerinde manevi nüfuz, şan, şöhret ve dünyevi çıkar elde etmektir. İşte İslam inancında bunun adı, “gizli şirktir.” (Bkz. Tirmizî “Hudud”, 24)

Yüce Allah’a kavuşacağına inanan her mü’min, iyi davranışlar yapar, Rabbine ibadet ederken de hiçbir kimseyi O’na ortak koşmaz. (Bkz. Kehf, 18/110) Her ne kadar böyle bir kişi kalben inandığı için mü’minse de, davranışlarını ihlâs ve samimiyet içinde yapmadığından dolayı, yaptığı davranışlar Allah katında makbul değildir. (Bkz. Bakara, 2/264) Bu sebeple ibadetler, başkalarına gösteriş için değil, sadece Allah’ı hoşnut etmek için yapılmalıdır. Dini hayatlarında gösterişçi dindarlığı temel gaye edinen kimselerin asıl amacı, Allah’ın hoşnutluğunu değil, dünyevi ikballere ulaşmak için, insanların beğeni ve hoşnutluğunu kazanmaktır. Samimi dindar, Allah’ın emir ve buyruklarını, O’nun hoşnutluğunu kazanmak için yerine getirirken, gösterişçi dindar dini değerleri kişisel çıkarlarına alet etmek için kullanır. Mürai bir kimse için ahiret, hesap kitap önemli değildir. Zaten onun böyle bir derdi de yoktur. O, sadece bugünü, şimdiyi dikkate alır. Çünkü o, hasbi değil, hesabi bir adamdır.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

420. Sayı Aralık 2017