Ego her ne kadar olumsuz bir davranış olarak algılansa da, aslında her insanın kişiliğinde bulunan ama kontrol altında tutulması gereken bir duygudur.”Ego”nun bir eşik seviyesi var, bu seviyeyi geçtikten sonra kibre dönüşür. Ego dengede tutulabilirse insan karakterinin en sağlam kazanımı olur ve dozunda olduğu sürece kimseye zarar vermez.
Ego duygusunu yenmenin ilk adımı ve panzehiri tevazudur, büyüklenmemektir, başarıyı başarının sahibinden bilmektir ve O’na teslimiyettir. Enaniyetle tevazu bir arada bulunmaz. Ancak kişiliğimizi erozyona uğratarak mütevazı olamayız.
Nerdeyse yaşanan tüm sorunların müsebbibi olan egoistlik, insan beyninin önemli tortularındandır, nefislerin firavunlaşmasıdır. Kuran’da insanın topraktan yaratılmasına sıkça dikkat çekilerek insana toprak gibi mütevazı olması, dağların insandan daha büyük, yeryüzünün de ondan daha sağlam olduğu hatırlatılarak, kibirlenmemesi istenir.
Ego Latince bir kelimedir. İnsanın kendisiyle ilgili düşüncelerine, kendi yeteneklerine dair hisleridir, insan hayatının olmazsa olmazlarındandır.
Ego kelime olarak; "Ben" demektir, benlik ve bencillik gibi anlamların karşılığıdır. Kişinin özgüveninin ve özsaygısının meydana getirdiği iç âlem de “ego” olarak tanımlanabilir.
Ego; “ben/‘benlik”, bir kimsenin kişiliğini oluşturan temel öğedir, bir kimsenin öz varlığıdır, kişiyi diğer varlıklardan ayıran özelliğidir. Bizim literatürümüzde ego kavramı; “ene/enaniyet” olarak bilinir.
Bencilliğin/egoizmin hayatı yoğun şekilde etkisi altına aldığı bir çağda yaşıyoruz. Sonunda insan egosunun ya kölesi ya da efendisi oluyor. Ben merkezli düşünen, kendini beğenmiş insanları tanımlamak için egoist/bencil ifadesi kullanılır.
Ego her ne kadar olumsuz bir davranış olarak algılansa da, aslında her insanın kişiliğinde bulunan ama kontrol altında tutulması gereken bir duygudur.”Ego”nun bir eşik seviyesi var, bu seviyeyi geçtikten sonra kibre dönüşür. Ego dengede tutulabilirse insan karakterinin en sağlam kazanımı olur ve dozunda olduğu sürece kimseye zarar vermez.
Ego konusunda kantarın topuzunu kaçıranlar gururlarını her şeyin üstünde tutarlar. Kendileriyle gurur duyarlar ve bu eğilimlerini sergilemekten zevk alırlar, kendilerini her zaman her şeyin en iyisine layık görürler.Egosu sınırı aşmış insan kim ve sıfatı ne olursa olsun hedefinden sapıtır,insani ilişkileri, kariyeri hüsranla, kırılmış hayallerle sonuçlanır.
Ego negatif bir düşünce enerjisidir ve insanın tüm varlığını negatif enerji deposuna çevirir. Bedenin, aklın, ruhun ahenk ve armoni içinde olmasını engeller.
Sürekli kendini temize çıkarmaya çalışmak egoist insanların en önemli özelliğidir. Onlara göre herkes cehennemliktir, sadece kendisi cennetliktir. Herkes kötüdür, o iyidir. O herkese iyilik yapmıştır ama ona hiç kimse iyilik yapmamıştır…
Egolu insanlar kendilerini daima üstün görürler, merhametten, hoşgörüden uzak ve kibirlidirler. Endişeleriyle, korkularıyla kendi dünyalarına kendilerini hapsetmişlerdir.
Egoistlere göre diğer insanların düşünceleri ya eksiktir, ya yanlıştır. Onlar için en önemli şey herkesin kendilerini övmeleridir. Eğer başkaları tarafından yeterince övülmezlerse kendi kendilerini övmeye başlarlar. En büyük hobileri diğer insanları ezmek, küçümsemek ve alay etmektir. Bunu yaparken de oldukça zevk alırlar ve başkalarının başarıları onları rahatsız eder.
Bu tipler kendilerinin eşi benzeri olmadığına inanırlar, sanki dünya kendi etrafında dönüyormuş ve her şey kendisi için varmış düşüncesindedirler. Bu tavırlarıyla kendilerini yücelttiklerini zannetseler de aslında kendi kişiliklerini alçaltırlar. İnsan başkalarını eleştirmekten, kendini sütten çıkmış ak kaşık, başkalarını kara kazan olarak görmekten vazgeçmeli.
Ego duygusunu yenmenin ilk adımı ve panzehiri tevazudur, büyüklenmemektir, başarıyı başarının sahibinden bilmektir ve O’na teslimiyettir. Enaniyetle tevazu bir arada bulunmaz. Ancak kişiliğimizi erozyona uğratarak mütevazı olamayız.
Bizim kültürümüze göre yetişen İslami bilgisi asgari düzeyde olan bir insanın bile yanında “ben” diye söze başlarsanız, onda oluşacak ilk tepki: “Benlik Allah’a mahsustur.” ifadesi olur. İslam ahlakında “ben” diline pek yer yoktur. Çünkü “ben” söylemini öne çıkartan, ilk ortaya koyan şeytandır. Yüce Allah, meleklerden Âdem’e tazim için secde etmelerini isteyince melekler secdeye kapandılar. Ancak benliğinden geçemeyen şeytan:
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız