Mescid-i Aksa, Müslümanlar için sembol yerlerdendir. Burasını elinde tutan dünyanın sacayaklarından birisini elinde tutmuş olur. Burası yeryüzünde Allah için kurulan ikinci (Buhârî, “Enbiyâ”, 40; Müslim, “Mesâcid”, 1, 2) ve insanların ziyaret için yolculuk yapabilecekleri mescidlerden biridir.
Dünya, bugün Müslümanların yok olması için birlik olmuş durumdadır. Çünkü bilirler ki, Müslümanlar, tuzakların farkına vardıklarında oyunları bozulacak ve masada ben de varım diyecektir. Müslümanların masada olması istenmemektedir. Çünkü Müslümanlar akıllarını başlarına toplarlarsa şu anda onların işgal ettikleri/etmek istedikleri Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi yerlerle ilgili haklarını da alacaklarını bilirler.
Kudüs şehri, üç ilâhi dinde de önemli bir yere sahip ve kutsal sayılan bir şehirdir. Bu şehirde bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi, en kutsal sayılan üç mescidden biridir. Buranın ve çevresinin mübarek kılındığına dair Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i)bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsrâ, 17/1) Yine Kur’an’da “güzel bir yurt” (Yunus, 10/93) ve “mukaddes toprak” diye tarif edilen yerler de ayette bahsedilen Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu öncelikle Kudüs’tür.
Allah Rasûlü’nün, Mescid-i Harâm’dan çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa’ya gece götürülmesi şeklinde gerçekleştirilen İsrâ (Bkz.İsrâ 17/1) ve ardından mi‘raç mucizelerinde Mescid-i Aksa’ya gitmiş olması Müslümanlar için bu şehrin önemini arttırmıştır. Mi’raçta beş vakit namazın farz kılınmasından sonra iki veya üç yıl, Medine’de de on altı veya on yedi ay Müslümanlar Mescid-i Aksa’ya doğru namaz kılmışlardır.
Kudüs, Hz. İbrahim’den itibaren pek çok peygamberin yaşadığı, mukaddes olarak da tanımlanan bir bölgede bulunması, Hz. Süleyman’ın inşa ettiği Beytülmakdis’i barındırması, İsrâiloğulları’nın ve onlara gönderilen peygamberlerin mücadelelerine mekân olması açısından semavî dinler geleneğinde önemli bir yere sahip olmuştur. (Ebü’l-Ferecİbnü’l-Cevzî,Fedâilu’l- Kuds, thk. Cebrâil Süleyman Cebbûr, 2. Basım, Beyrut, 1400/1980, s. 67-147)
Mahzun Mescid-i Aksa
Mescid-i Aksa, Müslümanlar için sembol yerlerdendir. Burasını elinde tutan dünyanın sacayaklarından birisini elinde tutmuş olur. Burası yeryüzünde Allah için kurulan ikinci (Buhârî, “Enbiyâ”, 40; Müslim, “Mesâcid”, 1, 2) ve insanların ziyaret için yolculuk yapabilecekleri mescidlerden biridir: "(İbadet için) sadece şu üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ..." (Buhârî, “Mescidü Mekke”, 1, 6, “Savm”, 67, “Sayd”, 26; Müslim, “Hac”, 415, 511, 512) Ayrıca Allah Rasûlü, Müslümanların Mescid- i Aksa’yı ziyaret etmeleri için teşvik etmiştir.“Mescid-i Aksa’ya gidin ve orada namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve orada namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.” (Ebû Dâvûd, “Salât”, 14)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız