Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Misafir Kalem

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karabacak

Ümmet Bilinciyle Hareket Etmek

  • 06 Kasım 2018
  • 1891 Görüntülenme
  • 431. Sayı / 2018 Kasım



İslâm dinine mensup olan, diğer bir tabirle son din İslâm’ı din olarak kabul edenler ümmeti oluşturmaktadırlar. Yani bunlar bir millettir. Irkları, renkleri, dilleri, bölgeleri ne olursa olsun bunlar tek bir millet yani ümmettirler. Bu ümmet aşırılıklardan uzak oldukları için orta ümmet olarak isimlendirilmişler ve Kur’an’da övülmüşlerdir.

 

Müslümanlar arasında birlik beraberliği bozan en önemli etken, asabiyet yani kavmiyetçiliktir. Asabiyet; haksızlık karşısında bile kavmini savunması, ırkıyla övünmesi, ırkının üstünlüğünü iddia etmesi, kendisinden olmayanlara kin tutması ve onları küçük görmesidir.

 

Ümmet bilinciyle hareket eden Müslümanlar ümmeti kuşatacak faaliyetlerde bulunmalıdırlar. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanların sıkıntılarını hissetmek ve onların acı ve sevinçlerine ortak olmak gerekmektedir. Ümmetin temel harcı olan kardeşlik ruhunu bozmadan Müslümanlar birçok sosyal, siyasi ve ekonomik faaliyette bulunmalılar. Bunun için Müslümanların bilinçlenmelerine yönelik okuma seferberlikleri yapılmalıdır.

 

Sözlükte “yönelmek, kastetmek; öne geçmek, imam olmak” manalarındaki“emm” kökünden türeyen ümmet kelimesi “kendilerine peygamber gönderilmiş topluluk, kavim, her kabileden bir grup insan, her canlı cinsi, bütün iyilikleri şahsında toplamış kişi veya kendisine uyulan önder” gibi anlamlara gelir.

Genel olarak âlimlerin ümmet kelimesine “Hz. Muhammed’e iman edip tâbi olan kitleler” (ümmet-i Muhammed) ve bu kitlelere de “ümmet-i icâbet” denilmiştir. Kur’an’da yer alan “mûtedil ümmet”(Bakara 2/143) ve “en hayırlı ümmet”(Âl-i İmrân 3/110) ifadeleri, ayrıca çok sayıdaki hadis rivayetinde tekrarlanan ümmet kelimesi Muhammed ümmetini belirtmektedir.

Âlemlerin Rabbi olan Rabbimiz en hayırlı ümmet olarak vasıflandırdığı Muhammed Ümmetine gönderdiği dinin ismini de kendisi vermiş ve sadece ondan razı olacağını bildirmiştir: “Allah nezdinde hak din İslâm'dır.” (Âl-i Imrân, 3/19)“Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.”(Âl-i Imrân, 3/85)

İslâm dinine mensup olan, diğer bir tabirle son din İslâm’ı din olarak kabul edenler ümmeti oluşturmaktadırlar. Yani bunlar bir millettir. Irkları, renkleri, dilleri, bölgeleri ne olursa olsun bunlar tek bir millet yani ümmettirler. Bu ümmet aşırılıklardan uzak oldukları için orta ümmet olarak isimlendirilmişler ve Kur’an’da övülmüşlerdir.

Orta Ümmet; Muhammed Ümmeti

"Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta yolu tutan bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Rasûl'e tabi olanlarla, gerisin geriye dönecekleri ayırt edelim diye kıble yaptık. Allah imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir."(Bakara, 2/143)“Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur'an'da Müslüman diye isimlendirdi ki Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız.” (Hac, 22/78)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

431. Sayı Kasım 2018