Ahirete inanmayan veya öldükten sonra yaptıklarının hesabını vereceğini düşünmeyen kişinin bu dünyada yapamayacağı kötülük yoktur. Böyleleri kanunun olduğu yerde kuzu, olmadığı yerde aslan kesilirler. Nitekim birçok Avrupa devletlerinde mesela geceleyin elektrikler kesildiğinde her tarafın yağmalandığını bilmekteyiz.
Dünyayı ahiretin bir tarlası olarak gören bir Müslüman için ölüm korkusu yoktur. Mü’min bilmektedir ki, ölüm yokluk değil; bir daha ölmemek şartıyla yeniden diriliştir. Ahireti yeni bir hayatın başlangıcı olarak görmeyen kişinin kendisini ölüme yaklaştıran her günü, her saati, her saniyesi onun için bir ızdıraba dönüşür.
Küçük âlem içinde büyük âlem olan ve mükemmel yaratılan insan (Bkz.Tîn, 95/4) başıboş bırakılmamış ve bırakılamazdı da. “İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?” (Kıyâme, 75/36) Çünkü kâinat düzen içinde kendisine verilen süreyi tamamlarken bu yüce insanın bazı sorumluluklar taşıması gerekir. Gerçek sorumluluğu da ahiret inancı olanlar taşıyabilir.
Ahiretin varlığını isbat eden birçok aklî ve naklî delil olmasına rağmen yine de inkar edenler olagelmiştir. Fakat inkârcıların hiçbirinin tatmin edici delilleri olmadığını bu konudaki iddialarının bir kuruntudan ibaret olduğunu şu ayet ortaya koymaktadır: “Oysa onların (ahirete inanmayanların) bu konuda bir bildikleri yok; sadece zanna uyuyorlar. Zan ise asla gerçek bilginin yerini tutamaz. İşte bildikleri bu kadardır. Şüphesiz kendi yolundan sapanı en iyi bilen rabbindir, doğru yolu bulanı da en iyi bilen O’dur.” (Necm, 53/28,30)
İnsanlığın varlığıyla ortaya çıkan inanç sistemleri yine onunla da var olagelmiştir. Bu inanç sistemleri, hak olsun batıl olsun inanılması gereken prensipleri mutlaka içermiştir. Ahiret inancı da bilhassa ilâhi dinlerde önemli bir yer tutmaktadır. İlâhi dinlerden olan Yahudilik ve Hıristiyanlıkta ahiret inancı olmasına rağmen, İslam’daki kadar açık ve net değildir. İslam’da ise ahiret inancı inanılması gereken üç asıldan (ulûhiyet, nübüvvet ve ahiret) birisidir. Ahiret inancının kişiye sağladığı faydalardan birkaçı üzerinde duralım:
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız