Allah kâfirleri ve günahkârları ahirette zillet içinde bırakacak; iman edip, güzel amel işleyenlere ise zillet bulaştırmayacaktır. Allah’ın yeryüzündeki bütün varlıkları insanlara boyun eğdirmesi de “zelle” fiili ile ifade edilmiştir.

EL-MÜZİLL: Arapça’da müzill, “zelil olmak, hor görülmek” anlamına gelen “züll” kökünden bir sıfat olup, “dilediği kimseyi hor ve hakir duruma düşürüp, bütün üstünlük niteliklerini ondan kaldıran” demektir.

El-Müzill; Zayıf olmak, itaat etmek ve boyun eğmek anlamındaki “z-l-l” kökünden türeyen “el-Müzill”; zelîl eden, boyun eğdiren demektir.

El-Müzill; Alçaltan, düşüren ve zelil edendir.

Kur’an-ı Kerim’de bu sıfat “tüzillü - تُذِلُّ ” fiili ile ifade edilmektedir:

قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Meali: “(Rasûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen, mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik Senin elindedir. Gerçekten Sen, her şeye kadirsin.” (Âl-i İmran, 3/26)

Bu ayet-i kerime hakkında İmam Gazâlî (ra) der ki: “O/Allah, mülkü dilediğine verip dilediğinden alandır. Hakiki mülk, muhtaç olma zilletinden kurtulmak, nefsanî, şehvani arzuları ve kusurları kırmak ve cehalet sağırlığını bertaraf etmekle mümkün olur. Hakiki bir mü’min, Allah’tan başkasına muhtaç olma zilletinden kurtulur. Her türlü nefsanî arzularını yok eder. Kur’an esaslarına uymayan fiil ve hareketlerden şiddetle kaçınır. O güzelim ömrünü cehalet içinde mahvetmez. Allah hangi kimseyi, insanlara muhtaç olacak şekilde gözünü onların elindekine diktirmiş, ihtiyaç miktarıyla kanaat edemeyecek derecede kendisine bir hırs vermiş ve nefsine aldanıp, cehalet karanlığında kalacak şekilde onu alçaltmış ise, işte onu zelil/hakir etmiş ve azizlik elbisesini kendisinden soymuştur.” (İlâhî Ahlâk Esmâü’l-Husnâ, İmam Gazâlî, s.184-185)