Çocukların 0-2 yaş döneminde güvenli bir bağlanma gerçekleştirmeleri için aile içinde ilk deneyimleyecekleri duygu, güven duygusudur. Bunun için çocuğun ailem benim fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarımı yeterince karşılıyor ve beni olduğum gibi kabul ediyor fikrine sahip olmasını sağlayacak ev ortamı hazırlamak onlara güvenlik hissiyatı verecektir.
Bireyin sağlıklı bir kişilik yapısına sahip olması için, onun bakımından sorumlu ebeveynlerinin çocuğun her gelişim evresinin karakteristik özelliklerini bilmesi faydalı olacaktır. Böylelikle çocuğa karşı sergilenen tutum ve davranışlarda o dönemin ihtiyaçlarının neler olduğunun bilinerek hareket edilmesi ruh sağlığı yerinde, sağlam ve sağlıklı bir neslin oluşmasına zemin hazırlayacaktır.
İnsanı tarif etmenin bin bir çeşit yolu olsa da onu tanımanın yolunun genelde çocukluktan geçtiğini görüyoruz. İnsanın fihristesinin çocukluk çağında yazıldığını ve onu okuyarak kişi hakkında sağlıklı bilgi sahibi olabileceğimizi yetkin ağızlardan duyuyoruz. Yaşamın herhangi bir döneminde kendimize yük ettiğimiz ve bizim için kapalı olan birçok kapının anahtarının çocukluğumuzda gizli olduğunu, o kapıyı açan maharetli bir ele denk geldiğimizde ancak görebiliyoruz. Bununla ilgili olarak insanın anayurdunun çocukluğu olduğu söylenir. Bu dönemin insan ömrü üzerinde gökyüzü kadar yer kapladığı ve her nereye gitse onu gördüğü, onunla bağlantıya geçtiği ve onun gölgesinde bir kişilik geliştirdiği artık bilinen bir gerçek diyebiliriz.
İnsan hayatında çok önemli bir yere sahip olan bu dönem, aynı zamanda kişinin bir başkasına en fazla ihtiyaç duyduğu bir zaman dilimine tekabül ediyor. Canlılar içerisinde bakım verenine en uzun süre insanoğlunun gereksinim duyduğunu biliyoruz. Benim “ben” olabilmem için sana ihtiyacım var ilkesi, insanın varoluş sürecinde önemli bir yere sahip görülüyor. Ben ve öteki şeklinde gerçekleştirilen ilişkiler silsilesi ile hayata karşı bir duruş, bir bağ oluşuyor. Bir başkası ile kurduğumuz bu ilk bağı, kordon bağıyla annemizle gerçekleştiriyoruz. Doğumla birlikte her ne kadar annemizden ayrılmış olsak da beslenme, sığınma ve güven ihtiyacımızın karşılanması için bizi bedenen doyurduğu kadar, ruhen de doyuracak bir duygusal bağ arayışımız devam ediyor.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız