Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana İtikattan Soruyorlar ?

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Burçların İtikattaki Yeri

  • 07 Ağustos 2021
  • 910 Görüntülenme
  • 464. Sayı / 2021 Ağustos



İnsanın yapısında sevme-sevilme ve öfkelenme gibi doğuştan getirdiği duyguların yanında inanma duygusu da vardır. Eğer bu duygu doğru bir itikatla doldurulmazsa insanoğlu inanç konusundaki açlığını batıl ve hurafe inançlarla doyurma yoluna gidebilir. Bunun en açık örneği, çağımızda materyalizmin bunalttığı insanların buhranlarını çözmede çare olarak burç kültü gruplarının ağına düşmesidir. Mutlaka bu konuda halkımızın varsa yanlış inançları düzeltilmelidir.

 

Yaşadığımız modern zamanlar da dergi ve gazete köşelerinde falcılık sütunları açılarak “söyle falın, çıksın halin” gibi deyimlerle din-dışı bir zihniyetin yaygınlaşmasına yardım edilmektedir. Maalesef, gizli ilimler adı verilen bu alanla ilgili kitaplar ise yayın piyasalarında best-seller gibi “yok” satmaktadır. Gelecekle ilgili olay ve olguları, sadece Rabbimiz bilir. Dolayısıyla, İslam inancına gore burçların insan ve kaderini etkilediğini söylemenin hiç bir sahih temeli yoktur.

 

“Değerli Hocam, günümüzde kafa karışıklığına yol açan pek çok inanç biçimi türedi. Bunlardan birisi de burçlar meselesidir. Burçların birey ve toplum hayatı üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri var mıdır? Ayrıca burçlarla-falcılık arasında ne gibi bir ilişki vardır? Burçların iyi ve kötü, hayır ve şer anlamında insanın hayatına tesirlerinin olduğuna inanmak itikadi açıdan bir sorun oluşturur mu?”

Sizin de ifade ettiğiniz gibi, modern toplumlarda pek çok farklı inanç ve inanç grupları ortaya çıkmıştır. Bunlardan birisi de burçların insan yaşamını yönlendirmede etkili olduğu inancıdır. Hatta bazı basın yayın organlarında görevler alan, görüşlerine itibar edilen ve kendilerini astrolog olarak tanıtan yeni bir meslek grubu türedi. Bunlar; günlük, haftalık, aylık ve yıllık burç yorumları yapmakta, birçok insan da bu yorumlara inanıp hayatını ona göre düzenleme yoluna gitmektedir.

İnsanın yapısında sevme-sevilme ve öfkelenme gibi doğuştan getirdiği duyguların yanında inanma duygusu da vardır. Eğer bu duygu doğru bir itikatla doldurulmazsa insanoğlu inanç konusundaki açlığını batıl ve hurafe inançlarla doyurma yoluna gidebilir. Bunun en açık örneği, çağımızda materyalizmin bunalttığı insanların buhranlarını çözmede çare olarak burç kültü gruplarının ağına düşmesidir. Mutlaka bu konuda halkımızın varsa yanlış inançları düzeltilmelidir.

Arapça ’da çoğulu “burûç ve ebrâc” olan burç kelimesi “güzel olmak, örtülerinden sıyrılmak, yükselerek görünür olmak” manalarına gelen berec kökünden türemiştir. Arapça bir isim olan burûç kavramı, güneşin bir yılda takip ettiği düşünülen yörüngenin içinden geçip belirli işaretle gösterilen iki takım yıldızından biri ve gezegenlerin yol aldığı aşamalar manasına gelmektedir. Modern astronomide ise “yıldız kümeleri” veya “galaksiler” olarak adlandırılır.Bir başka anlamı ise surlarla çevrili bir sarayın kuleler ile bir kalenin yüksek ve stratejik yerleri şeklindedir. (Bkz.Bekir Topaloğlu, İlyas Çelebi, Kelâm Terimleri Sözlüğü, Ankara, İSAM Yayınları, 2015, s. 52) Kur’an-ı Kerim’de burç kelimesi burûc kalıbında çoğul olarak dört ayette geçmektedir. Kur’an’da türevleri ile beraber toplam altı ayette yedi kez geçen bu kelime; süslenmek (Bkz.Ahzâb, 33/33; Nur, 24/60), kale (Bkz.Nisa, 4/ 78), gökyüzündeki burçlar (Bkz.Hicr, 15/ 16) gibi çeşitli manalarla ifade edilmiştir. Adını burç kavramından alan Burûc Suresi’nin burçlarla dolu semaya yeminle başlaması ise dikkat çekicidir. (Bkz.Buruc, 85/1)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

464. Sayı Ağustos 2021