Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

İrfan Mektebi

Osman Nuri Topbaş

Batıni Haramlar : Şeytan Süsü Yalan

  • 07 Ağustos 2021
  • 924 Görüntülenme
  • 464. Sayı / 2021 Ağustos



Kazançlara haram para girmektedir. Hadis-i şeriflerde buyrulduğu gibi; uzak durduğunu zanneden kişilerin dahi kazancına, en azından faizin tozu sirayet etmektedir. Evlâtlar, gelecek endişesiyle başka dünyalara kurban edilmektedir. Evlâtların istikameti bozulmaktadır. Onlar, anne-babaların terbiyesinden çıkıp; televizyon, internet ve modanın zebûnu olmaktadır. Öyleyse insan; şeytanın şerrinden ve yalancı vesveselerinden daima Allah’a sığınmalıdır.

 

Şeytan; yalancı telkinleriyle ağına düşürdüğü kişilere, kendisinden vasıflar bulaştırır. İnsan; şeytana kapıldıkça, mükerremliğini kaybeder ve “ins şeytanı” diye anılmaya müstahak bir varlık olur. Şeytanın telkinleri ve vahiy kontrolünde olmayan aklın, vehimlere kapılması yüzünden; günümüzde insanlık birbirini iğvâ ve idlâl hâlinde perişan bir şekilde yaşamaktadır.

 

Asılsız, gerçeğe uymayan, doğru olmayan ve kandırmak için söylenen söz manasına gelen yalan; kişiyi cehenneme sürükleyen rezil bir günahtır.

Nitekim Rasûlullah (sav)Efendimiz bu hakikati şöyle ifade buyurmuşlardır:

“Şüphesiz ki sıdk, birr’e götürür. (Doğruluk, iyiliğin kemaline ulaştırır.) İyiliğin kemali de cennete kavuşturur. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrucu) diye kaydedilir. Yalancılık yoldan çıkmaya (fücura) sürükler. Fücur da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.” (Buhârî, “Edeb”, 69)

Müslüman; eğilmez, bükülmez. İsterse en yakını olsun, kimse için yalancı şahitlikte bulunmaz.

Allah Teâlâ buyurur:

“Rahman’ın sadık kulları, yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında ise (oradan menfi bir in’ikâs almamak için) vakar ile geçip giderler.” (Furkan, 25/72)

Hazret-i Mevlana; yalanın, insanı hayırlardan alıkoymasını şu hikâye ile anlatır:

“Geveze bir kişi bir kuyruk parçası bulmuştu. Her sabah onunla bıyığını yağlardı.

Zenginlerin yanlarına gider: Ben bir sofrada yağlı, ballı yemekler yedim, derdi. Bıyıklarıma bakın, der gibi de eliyle bıyıklarını büker, düzeltirdi.

Yalancı adamın karnı ise sessiz sedasız şöyle söylenirdi:

Allah, yalancıların hilelerini yok etsin! Senin yalancı lâfların, bizi açlık ateşine attı. O yağlı bıyıkların kökünden yolunsun, kopsun. Ey dilenci! Senin çirkin lâfın olmasaydı, bir kerem sahibi çıkar, belki bize acırdı.

Nitekim Cenab-ı Hak: Ey eğri kişi, eğri-büğrü hareket etme! Kıyamet gününde, doğrulara doğrulukları fayda verir, buyurdu.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

464. Sayı Ağustos 2021