Özellikle borçlanmayı bırakın! Paranız varsa alın, yoksa kesinlikle borçlanmamaya dikkat edin. Bakın, bir gün Peygamber Efendimizi, birinin cenazesine çağırmışlar: "Allah Rasûlü borçlunun namazını kıldırmamış ve arkadaşınızın namazını kılınız! Çünkü onun üzerinde borç vardır." (Buhari, “Feraiz”, 15; Müslim, “Feraiz”, 16; Tirmizi, “Cenaiz”, 69) buyurmuşlardır. Başka bir hadisinde de: “Allah katında, Allah'ın yasakladığı büyük günahlardan sonra, kişinin kendisiyle Allah'a kavuşacağı en büyük günahı, kişinin ödeyecek bir şey geride bırakmadığı halde borçlu olarak ölmesidir.” (Ebu Davud, “Büyu'”, 9; Ahmed, Müsned 4/392) buyurarak borçlanmaktan mümkün mertebe uzak durulması gerektiğini bildirmiştir.
Mallarınızı aranızda haram yollarla yemeyiniz. Haram yollar bellidir: Faizinden rüşvetine, hırsızlığından aldatmacasına, borç alıp vermemekten borcunu tehire, ihanete, vermeye, almaya, dikkat etmemeye varıncaya kadar, haram yollarla birbirinizin mallarını yemeyin.
Adamın borcu var, ödemiyor. Kesinlikle borçlanmadan uzak duralım. Bu iş bu toplumun en büyük belâsıdır. Ekonomik insan olma belâsı, bu toplumun en büyük belâsıdır. Yani bizim, hep borçlanmadan yana olmamız, borçlanmaya karşı cesur olmamız, hepimizin sonunda ekonomik insan olmamız demektir. Ekonomik insan birilerinin hoşuna gidiyor. Niye? İnsanlar, sadece para düşünen biri olmak için çalışıyor. Bizlerin, böyle sadece para düşünen, ekonomik insan olmaya hakkımız yoktur. Niye ekonominin egemenliği altında bir hayat sürelim? Bizim sahibimiz, bizi yaratan, bizden böyle bir hayat istemiyor. Bizim hayatımızda böyle paradan puldan başka düşünecek hiç bir şey yok mu? Yok, şunu alacağım, yok bunu alacağım, yok şu taksitti, yok bu ödemeydi! Hedef böyle para olunca da elbette birileri, birilerine haksızlık edecek, birileri birilerine zulmedecektir.
Hani Şuayb (as)'ın kavmi için Rabbimiz: "İnsanların mallarını, eşyalarını eksiltmeyin!" (A'râf, 7/85) diyor. İnsanların eşyaları nasıl eksiltilir? Enflasyon yoluyla bazen görünmeyen bir el, insanların cebine uzanır ve bakarsınız ki bir anda adamın cebindeki eksilmiştir. Evet, enflasyonla çaktırmadan, böyle insanların ceplerindekiler eksiltilir. Allah, yapmayın bunu diyor. Böyle yollarla insanların mallarını eksiltmeyi haram kılıyor. Reklâm yollarıyla, zorla insanlara mal satmak da onların mallarını bâtıl yolla yemek demektir. Adam; “Sigarayı bırak, halı al.” diyor veya “Yatağınızı değiştirin!” diyor. Sana ne benim yatağımdan be adam? Eski de olsa beş yıl daha idare ederim onunla. Biz sizi düşünüyoruz diyorlar. Beni düşünmüyor adam aslında da kendi cebini düşünüyor. İşte böyle reklâm yoluyla aslında ihtiyaç olmadığı halde, her kola bir saat, her duvara bir saat, her masaya, her eve bir saat, her eve bir araba, her koltuğa bir insan diyerek insanların malları haksızlıkla yenilebiliyor, bundan da sakınmalıyız.
Her yakaya lâzım, her geline, her damada lâzım, her parmağa lâzım. Düşünün; Türkiye'de bütün insanların parmağındakiler bir anda sermayeye dönüşüverse, eminim ki pek çok fakirin hayatını kurtaracaktır. Meselâ talebe kesiminin veya okur, yazar, çizer kesiminin bir kere bile okumadan alıp kütüphanelerine attığı kitapları bir düşünün. Bunları bir anda sermayeye dönüştürüverseniz kaç fakirin geçimidir. Kaç fakirin, kaç yıllık geçimi değil mi? Ya da çay bahçelerinden, çay tarlalarından, çay fabrikalarından, çay demleme zamanlarından, demlenme zamanlarına, çay bardaklarını yıkama zamanlarına kadar boşuna giden zamanları, emekleri bir düşünün.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız