Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Hedef Noktası

Ramazan Kayacık

Onur Kırıcılar Değil, Gönül Yapıcılar Olmalıyız

  • 05 Temmuz 2022
  • 516 Görüntülenme
  • 475. Sayı / 2022 Temmuz



İnsan onuru birinci derece sit alanı gibidir. Sit alanı bilimsel ve arkeolojik çalışmalar dışında izinsiz olarak kesinlikle dokunulmaması gereken alandır. Her insanın onuru da birinci derece sit alanıdır, izinsiz dokunulmazlığı olan, zarar verilmemesi ve titizlikle korunması gereken bir alandır. Tarih, insan haysiyetinin çiğnendiği, onurlu bir hayat sürmenin imkânsızlaştığı dönemlere defalarca şahitlik etmiştir.

 

 

Özellikle bir Müslüman’ın itibarını düşürücü, onurunu kırıcı sözler sarf etmek haramdır. Günümüzde Müslümanların haysiyeti geçmişte hiç olmadığı kadar bizzat birbirlerinin elleriyle yok ediliyor, şeref ve haysiyet katliamları yapılıyor. Özellikle siyasi ve tasavvufi alanda kendi gibi düşünmeyen kadim yol arkadaşlarının üzerini çizip kolayca ötekileştirebiliyor.

 

Sözlükte onur; “İzzetinefis, haysiyet, özsaygı, şeref, erdem, vakar, saygınlık, kendine saygı duyma ve başkalarını da kendine saygılı kılma…” olarak açıklanmaktadır.

Onur; kişinin kendine biçtiği değerdir ve insanı diğer canlılardan ayıran önemli bir özelliktir. Haklarından yoksun bırakılan insan onuruyla birlikte birçok değerden yoksun kalır.

Vahiy geleneğinin son halkası Yüce İslam dininin, insan haysiyetini zedeleyen hiçbir davranışa müsamaha göstermeyen, insan onurunu merkez alan anlayışını Hz. Peygamber (sav)’in çağlar üstü örnek hayatında, söz ve davranışlarında görmek mümkündür.

İnsan, hem kendisinin, hem başkalarının onurunu kırıcı/yok edici söz ve eylemlerden kaçınmalı. Onurlu olarak yaratılan insanı onurlu veya onursuz kılan sözleri ve davranışlarıdır.

İnsan onuru birinci derece sit alanı gibidir. Sit alanı bilimsel ve arkeolojik çalışmalar dışında izinsiz olarak kesinlikle dokunulmaması gereken alandır. Her insanın onuru da birinci derece sit alanıdır, izinsiz dokunulmazlığı olan, zarar verilmemesi ve titizlikle korunması gereken bir alandır. Tarih, insan haysiyetinin çiğnendiği, onurlu bir hayat sürmenin imkânsızlaştığı dönemlere defalarca şahitlik etmiştir.

Son iki yüzyılda dünya bilimsel ve teknolojik alanlarda gösterdiği olağanüstü ilerlemeyi ne yazık ki insan onurunun korunması konusunda gösteremedi. İnsanlık dünyanın değişik coğrafyalarında; ayrımcılık, ötekileştirme, ırkçılık, şiddet, işkence, terör, gelir adaletsizliği, emeğe saygısızlık, istismar, açlık… gibi onur kırıcı küresel sorunların kıskacında kıvranıyor.

İnsanın esas başarısı, şehirler kurmasından, uzaya gitmesinden, keşifler yapmasından çok, insan onurunu koruma ve geliştirme konusundaki sorumluluğunu yerine getirip getirememesidir. Çünkü hâlâ diğer insanların hayatlarını mahvetme pahasına servet, şehvet ve ihtiraslarının peşinde olan kişi ve güçler yüzünden yeryüzü, doğa ve insanlık mahvolmaktadır.

Kur’an-ı Kerime göre insan, Allah’ın şaheseri, (Bkz.Tin,95/4) en değerli kıldığı, (Bkz.Secde, 32/9) kendi ruhundan üfleyip, üstün vasıflarla yücelttiği, (Bkz.Hicr, 15/29) kendisine halife yaptığı, akıl, irade ve vicdan sahibi seçkin bir varlıktır. İslam, insanın onurunu korumak için insanı küçümsemeyi, alaya almayı ve insana lakap takmayı yasaklar. (Bkz.Hucurat, 49/11)

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

475. Sayı Temmuz 2022