Sayı : 504   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Fıkıh Köşesi

Fahri Altunkaynak

Fıkıh Köşesi

  • 06 Ağustos 2022
  • 455 Görüntülenme
  • 476. Sayı / 2022 Ağustos



Görevli olarak hacca giden kimse, ister zengin ister fakir olsun yaptığı hac kendi adına geçerlidir. Yaptığı görev karşılığında ücret alması bunu değiştirmez. Eğer kendisine hac daha önceden farz olmuş idiyse, farz olan haccı eda etmiş olur. Kendisine daha önce hac farz olmamışsa haccın farz olması için şart olan “yol (imkân) bulma” şartı gerçekleştiği için, farz haccı eda etmiştir. Daha sonra, maddi açıdan hacca gidecek güce sahip olsa bile yeniden hacca gitmesi gerekmez.

 

1- Hac kimlere farzdır?

 

Hac, İslam’ın beş temel esasından biri olup bedenî ve malî yönü olan bir ibadettir. Sağlık, servet ve yol emniyeti yönünden (Bkz.Tirmizî, “Hac”, 4) haccetme imkânına sahip (Bkz.Kâsânî, “Bedâi”, II, 120), hür, (Bkz.İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, V, 518) akıl sağlığı yerinde ve buluğ çağına erişmiş Müslümanlara farzdır. (Bkz.Merğînânî, el-Hidâye, II, 296; Kâsânî, Bedâi‘, II, 120; İbnÂbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 456)

 

Bu şartları taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Hayatında bir defa hac yapmış olan Müslüman’ın bir daha haccetmesi gerekmez. (Bkz.Müslim, “Hac”, 412); ancak nafile olarak hac yapabilir. (Bkz.Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 1)

 

Günümüzdeki kota sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği hâlde kurada ismi çıkmadığı için hacca gidemeden ölen kimseler, hacca gitmeye imkân bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz.
Kendisine hac farz olan kimsenin, haccını bizzat eda etmekle yükümlü olması için, sağlıklı olması, tutukluluk veya yurt dışına çıkma yasağı gibi bir engelinin bulunmaması ve yolun güvenli olması şarttır. (Bkz.Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 435-438) Hac yolculuğuna katlanamayacak, ya da fiilen haccedemeyecek derecede hasta olanlar ile yaşlılar, hac kendilerine farz olsa bile, eda ile yükümlü değildirler. Bu durumda olanlar şartları oluştuğu takdirde bizzat haccederler. Eğer şartlar oluşmazsa kendi yerlerine bedel göndererek hac yaptırırlar. (Bkz.Merğînânî, el-Hidâye, II, 482)

 

Hacca yazılıp da kurada ismi çıkmadığı veya yurtdışına çıkışla ilgili başka engellerden dolayı gidemeyen kişiler için bu da bir mazerettir.

 

2- İmkân bulup Kâbe’yi gören veya umre yapan kişiye hac farz olur mu?

 

Haccın farz olması için hac mevsiminde bu farizanın ifa edileceği yerlerde bulunma imkânına sahip olmak gerekir. (Bkz.Kâsânî, Bedâi‘, II, 120) Bu iki şarttan biri eksik olursa kişiye hac farz olmaz. Dolayısıyla hac mevsiminde değil de başka bir vakitte Mekke’de bulunan bir kimse hac mevsimi başlamadan oradan ayrılmak zorunda kalır ve hac vaktinde tekrar gitme imkânı bulamazsa, sırf Mekke’de bulunmuş olmasından dolayı kendisine hac farz olmaz. (Bkz.İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 626, 627) Kâbe’yi gören kimse eğer hac mevsimine kadar orada kalma imkân ve fırsatı bulursa, orada kalır ve haccını yapar.

 

3- Hac ibadetinin ifası için nisap miktarı mala sahip olma şartı var mıdır?

 

Bir insana haccın farz olması için zekât verecek konuma gelmesi şart değildir. Borcu ve aile fertlerinin her türlü ihtiyacı dışında hacca gidip gelecek kadar parası, malı mülkü ve imkânı bulunan kimseye, haccın farz olması için gerekli olan diğer şartları da taşıyorsa hac farz olur. (Bkz.Kâsânî, Bedâi‘, II, 120, 122) Bir sahâbînin: “Hac yapmayı farz kılan şey nedir? şeklindeki sorusuna Hz. Peygamber (sav): Azık ve binit.” (Tirmizî, “Hac”, 4) cevabını vermiştir.

 

Dolayısıyla bir kimsenin aslî ihtiyaçları, varsa borcu ve bakmakla yükümlü olduğu insanların nafakası dışında hacca gidip geleceği sürede kendisine yetecek kadar yeme, içme ve barınma giderleriyle yol parasına sahip olması durumunda kendisine hac yapmak farz olur. Ayrıca nisap miktarı mala sahip olması gerekmez.

 

 

4- Hacca gittiği takdirde çocuklarını bırakacak güvenli bir yeri olmayan kimse hacca gitmek zorunda mıdır?

Kendisine hac farz olan kimse, çocuklarını bırakacak hiçbir güvenli yer bulamaması hâlinde bu imkânı elde edinceye kadar hacca gitmekle mükellef olmaz. Böyle bir kimse imkân bulduğu ilk fırsatta gecikmeden bu görevini yerine getirmelidir.

 

5- Evlenme çağında bekâr çocuğu bulunan kişi hacca gitmeyi erteleyebilir mi?

 

Sağlık ve servet yönünden haccetme imkânına sahip, hür, akıl sağlığı yerinde ve buluğ çağına erişmiş Müslümanların, ömürlerinde bir defa haccetmeleri farzdır. (Bkz.Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 434) Bu şartları taşıyan kişinin, imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Bu itibarla, kişinin evlenme çağında bekâr çocuğu da bulunsa, bu şartları taşıması hâlinde hac etmesi farzdır. Hacca gitmeyip de, hac parasını çocuğunu evlendirmek için kullanırsa, hac yükümlülüğü üzerinden kalkmaz.

 

 

6- Borçlanarak hacca gitmek doğru mudur?

 

Bir Müslüman’ın hac ibadetiyle yükümlü olması için sağlık ve servet yönünden haccetme imkânına sahip, hür, akıl sağlığı yerinde ve buluğ çağına erişmiş olması gerekir. (Bkz.Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 435-438) Bu itibarla maddi yönden haccetme imkânına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. Ancak, borçlanarak hacca gitmeleri hâlinde, hac ibadeti geçerli olur ve kendilerinden hac sorumluluğu da düşer.
Diğer taraftan, haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı hâlde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin, bu görevi bir an önce ifa etmeleri için, borç alarak hacca gitmeleri uygun olur.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

476. Sayı Ağustos 2022