Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Editörden

Ribat Dergisi Editör

Merhaba Değerli Okuyucularımız

  • 06 Ağustos 2022
  • 407 Görüntülenme
  • 476. Sayı / 2022 Ağustos

Dünyanın küçüldüğü, bilimin ve teknolojinin hızla geliştiği, gençlerin ilgisini dağıtan, çok olumsuz unsurların çoğaldığı günümüzde; gençleri yetiştirmek ve terbiye etmek, hem zor, hem de önemli bir hale gelmiştir. Aile ocağının genç için ne derece önemli olduğu, yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konulan ve herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bebeklik çağından itibaren, çocukluk yıllarının da bu kurum içinde geçmesi, aile müessesesine ayrı bir önem kazandırmaktadır.

“Ağaç yaşken eğilir” atasözü yerinde ve zamanında yapılması gereken terbiyenin önemini dile getirmektedir. Zira bir boya ile ilk defa boyanmış bir yün, boyanın rengini öyle sağlam bir tarzda emer ve alır ki; onu artık ikinci defa başka bir renge boyamak kolay olmaz. Bir yaş ağaç bükülerek kolayca çember haline getirilebilir, fakat kuruduktan sonra bu çemberi düzeltmek ve ağacı eski haline getirmek istersek kırılır . Tıpkı bunun gibi ilk izlenimleri insan ruhunda öyle sağlam, kuvvetli ve derin tesirler bırakır ki, onları beyinden söküp atmak adeta imkansızlaşır. Gençlik dönemi böylesine bir önem taşıdığı için, bu yıllarda alınan din eğitimi de kişiyi hayatı boyunca etkilemekte, onun duygu ve düşüncelerine, tutum ve davranışlarına yön vermektedir.

Gençlik yılları üzerine araştırmalar yapanlar, gençlik çağında dini konulara ilginin yüksek olmasına rağmen, sağlıklı bir yönlendirme olmazsa zamanla azaldığını, gittikçe daha az öğrenme isteği duyulduğunu sonunda inkar edici bir tutuma dahi dönebildiğini ortaya koymuştur. Hangi yönden bakılırsa bakılsın, din eğitiminde gençlik yıllarının önemi ortadadır. Bu yaşlarda gencin dini duyguları uyandığından, ona verilen eğitim biçimi daha sonraki yıllarda gencin inanç, tutum ve davranışlarını da etkilemektedir. Genel kanaate göre, gençlerin çevrelerinden bu denli etkilenmeleri, zihni yapılarının kendilerine verilen her şeyi kabullenmeye gayet elverişli olduğundandır. İşte bu uyum gücünün iyi bir şekilde yönlendirilerek, din eğitiminin ilk çocukluk yıllarından itibaren gençlere en mükemmel şekliyle verilmesine çalışılmalıdır. Zira gençlik döneminde dini ve ahlaki değerlerin büyük bir kısmı, gençler tarafından özümsenmektedir.

Gençlerin dini eğitimindeki en büyük görev, hiç şüphesiz anne babaya düşmektedir. Eğer anne baba bu hususta hazırlıklı iselerler, üzerlerine düşeni hakkıyla yapacaklar ve ciddi bir problem yaşamayacaklardır. Eğer bu konuda bilgisiz ve hazırlıksız iseler hem kendileri, hem de gencin geleceği açısından büyük sıkıntılarla karşılaşacaklardır. Çünkü günümüzde milletler ve devletler, medeniyet ve hakimiyet yarışı içindedir. Bu yarışta kullandıkları en etkili araç eğitimdir . Eğer bugün tembel, rüşvetçi, sarhoş, hırsız ve hain insanlar varsa bunlar dünkü gençlerin ihmal edilişinden, dini eğitimden yoksun yetiştirilmelerindendir.

Gençlere ne verilirse onun karşılığı görülecektir. En azından yakın geçmişte yaşanan tecrübelerden ibret alarak ve istifade ederek, selim bir akla, ilim ve irşada dönelim. Şimdi sorumluluğumuzu bilerek, gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru ve istikbalimiz olan gençlerin terbiyesiyle ile ilgili ciddi plan ve projeler geliştirelim.

Konunun önemine ve her zaman güncel ve gündemde olmasına binaen bu sayımızda siz değerli okurlarımızın huzuruna “Gençliğin Din Algısı ve Eğitimi” dosyasıyla çıkıyoruz.

Makaleleri ile elinizde ve gönlünüzde olmamıza vesile olan değerli yazarlarımıza en kalbi teşekkürlerimizi arz ediyoruz. Siz vefalı ve fedakâr okurlarımızı, gençliğin din algısı ve din eğitimi ile ilgili Kur’an ve Sünnet kaynaklı doğru ve doyurucu bilgiler edinmek için dergimizi baştan sona okumaya davet ediyoruz.

476. Sayı Ağustos 2022