Sayı : 503   **
Ribat Dergisi Aralık 2016

Sana İtikattan Soruyorlar ?

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Melekler, Ademin Kan Dökeceğini Nasıl ve Nereden Bildiler?

  • 03 Temmuz 2023
  • 356 Görüntülenme
  • 487. Sayı / 2023 Temmuz



Allah’ın Âdem’in yaratılışını ve yeryüzündeki halefini meleklere haber vermesinin hikmeti, kullarına bir iş tercihinden önce istişare etmeyi öğretme isteği olarak da yorumlanabilir. (Bkz. Şura, 42/38) Kaldı ki, Yüce Allah’ın bilgisi her şeyi kuşatmıştır. O’nun istişareye ihtiyacı yoktur. Cenab-ı Hakk “Ben bir halife yaratacağım” (Bakara, 2/30) demekle, Âdem hakkında melekleri bilgi sahibi kılmıştır. Melekler üzerinden bu bilgilendirme; insanın değer, konum ve ne gibi görevlerle yükümlü olduğunu öğretme biçimidir.

 

İnsan (Âdem) yaratılmadan önce, melekler, cinler ve şeytanlar yaratılmıştı. Her bir varlığın yaratılış maddesi/özü farklıdır. İnsan, en son yaratılan bir varlıktır. Allah-u a’lem melekler, insanları cinlere kıyas etmiş olabilirler. Çünkü melekler, cinlerin tabiatını ve onların mahiyetlerini biliyorlardı. Onların yapıp ettiklerine tanıklık ediyorlardı. Cenab-ı Hak, Âdemin nasıl bir varlık olduğunu meleklere anlatınca, onlar, cinlerle bir kıyasa gitmiş olabilirler.

 

 

 

“Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimize göre: “Hani Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, demişti. Onlar: Biz seni övgü ile tespih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. Allah: Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim, buyurdu.” (Bakara, 2/30) Pekiyi, melekler, henüz yaratılmamış olan insanın “bozgunculuk çıkaracağını ve kan dökeceğini” nereden ve nasıl bildiler?”

Bu sorunun cevabına geçmeden önce, meleklerin mahiyetiyle ilgili olarak şunları söyleyebiliriz. Melekler, nurdan yaratılmış (Bkz.Müslim “Zühd”, 10), yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek, uyumak, yorulmak, gençlik, ihtiyarlık gibi fiillerden ve özelliklerden arınmış nuranî varlıklardır. Kendilerine verilen işleri yapmaya, en uzak yerlere gitmeye ve diledikleri surette görünmeye güç yetirirler.(Bkz. İsra, 17/40; Enbiya, 21/26; Saffat, 37/150; Zuhruf, 43/19; Tahrim, 66/6) “Onlar, Allah’ın emirlerine isyan edip karşı gelmezler ve emrolundukları şeyleri yaparlar.” (Tahrim, 66/6; Enbiya, 21/26) Melekler, fizik âlemle ulûhiyet makamı arasında köprü vazifesi görmektedirler.

Meleklerin, “Biz seni övgü ile tespih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” (Bakara, 2/30) demeleri, (hâşâ) Yüce Allah’a bir isyan ve itiraz değildir. Bu olsa olsa, kendilerinden başka bir varlığın yaratılma hikmetini bilme arzusu ve isteğidir. Çünkü hikmet, varlığı yerli yerince yaratmaktır. Yaratılan her bir varlık da bir amaç için yaratılmıştır. Yaratılan bu varlığın yaratılış amacını öğrenmek istemekten daha doğal ne olabilir? Biz insanlar bile tabiatta bulunan canlıların hangi amaçla yaratılmış olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz. İlmi çalışmalar da bunun için var. Nihayetinde kozmik düzenin ayakta kalmasında en küçük canlıdan en büyük canlıya kadar bu varlık düzeninde her birisinin yaratılış zincirinin bir halkası olduğunu öğreniyoruz. Elbette Yüce Allah, meleklere “ben bir insan yaratacağım, sizler ne dersiniz ey Meleklerim” diye asla sormadı. Niye sorsun ki? O, yaratacağı zaman hiç kimseye danışmaz ve kendi kararını kendisi verir. O, mutlak varlıktır. O, her şeyden müstağnidir, kimseye ihtiyacı yoktur, güç ve kudret sahibidir.

Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız

487. Sayı Temmuz 2023