Öğretmenin kendi öz evladına gösterdiği şefkat ve yakınlığı öğrencisine de göstermesi gerekmektedir. Göstermiyorsa görevini eksik yapıyor demektir. Çocuklarının yetişmesini istediği gibi öğrencilerinin de yetişmesi için gereken özeni göstermelidir.
Eğitim öğretimde en gerekli şeylerden biri de sevgidir. Zira sevgisiz manen tatmin edilmeden büyüyen gençler, tepkici davranışlarına sürüklenmekte, toplumda da sosyal kabul görmüş değerlere karşı çıkarak itibar kazanacaklarını zannetmektedirler. Onun için muallimler, talebelere karşı son derece sevgi ve şefkat göstermeli, hal ve hatırlarını sormalı, dersleriyle ilgilenmeli, ders dışı etkinliklerde beraber olmalı, onlara değer verip sağlıklı iletişim kanallarını açık tutmalı ve onların maddi - manevi dertleriyle meşgul olmalıdır ki öğrenciler öğretmenlerini sevsinler, öğütlerini tutup ona saygı göstersinler.
Öğretmenlik, insanlığın en kadim ve en vazgeçilemez meslekleri arasında ve ilk sırada yer almaktadır. Toplumun ve kültürün devamı için oynadığı rol, onu diğer meslekler içinde alternatifsiz kılmaktadır. Öğretmen, eğitimin en önemli unsuru, aracısı ve vasıtasıdır. Eğitim ise, bir yetişme ve yetiştirme faaliyetidir. Yaratılışların en güzeliyle “ahsen-i takvim” üzere yaratılan insan, eğitime muhtaçtır. Hasan-ı Basri'nin ifadesiyle: “Âlimler olmasa insanların diğer canlı varlıklardan farkı kalmazdı çünkü onların okutmasıyla eğitmesiyle insanlar, insanlık seviyesine ulaşırlar.” (Gazali, İhyâʾüUlûmi’d-dîn1/37) Öğretmenler, öğrenciye yakınlıkları ve görevleri itibariyle en etkili ve o nispette de itaat ve saygıya layık olan kimselerdir.
Öğretmen; toplumun hem belli bir meslekî formasyona sahip fertleri hem de toplumu belli gayeler doğrultusunda planlı, programlı ve şuurlu bir şekilde yetiştiren, yönlendiren meslek elemanı ve aynı zamanda da bir sanatkârdır.
Öğretmenlik mesleğinde alan bilgisi güçlü olan, formasyonunu etkin bir şekilde kullanan ve genel kültür seviyesi yüksek olan öğretmenler lider öğretmen olarak tanımlanır.
Bir öğretmen için en büyük vazife öğrenciyi geleceğe hazırlamaktır. (Bkz.Akseki, Ahmet Hamdi, Ahlak Dersleri, 26) Çünkü öğretmen, insanın geleceğini hazırlayan, tasarlayan “hayat mimarı”dır aynı zamanda.
Öğretmenin kendi öz evladına gösterdiği şefkat ve yakınlığı öğrencisine de göstermesi gerekmektedir. Göstermiyorsa görevini eksik yapıyor demektir. Çocuklarının yetişmesini istediği gibi öğrencilerinin de yetişmesi için gereken özeni göstermelidir. Elbette öğrencinin de öğretmenine karşı görevleri vardır. Bunlardan biri de ebeveynine gösterdiği itaat, hürmet ve saygıyı öğretmenine göstermesidir. Bunun aksine bir davranış sergilediği zaman öğrenci üzerine düşen görevi yapmıyor demektir. (Bkz.A. Muhtar Büyükçınar, Mutluluk Yolları Hayat Kitabı, 460)
Asırlardan beri öğrencilerle öğretmenler arasında ilişki büyük ölçüde ders saatlerine münhasır kalmış, bazı öğretmenler kendilerini öğrencilerinin üstünde bir otorite sayma alışkanlığından kurtaramamışlardır. O, okulda ve öğrencilerin katında gerçek bir otoritedir. Fakat bu otorite öğretmenleri, öğrencilerinden ayıran değil, onlara yaklaştıran olmalıdır.
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız