Yahudi din adamları, her gelen peygamberden sonra onların tebliğ ettiği hak kitabı ve dini tahrif ettiler. Muharref Tevrat’ta olduğu gibi kendilerine göre birer sahte İbrahim, İshak, İsmail, Yakup, Yusuf, Musa, Davud, Süleyman portresi çizip anlattılar. Uydurup anlattıkları bu kişilerden bazılarını ata kabul edip onlara yakıştırdıkları sapık yolu yol edindiler.
Tevrat, ilk defa Hz. Musa’nın ölümünden iki yüzyıl sonra bozup değiştirerek yorumlayarak Haham Rabi Yehuda Ha Nasi tarafından yazıldı. Yazılan bu kitaba Mişna adını verdiler. Mişna’yı da yorumlayarak iki yüz yıl sonra RavMuna ve RavYossi tarafından Kudüs Talmut’u yazıldı. 427 yılında ona da ekleme yapıp değiştirip genişleterek Babil Talmut’unun ilk versiyonunu yazdılar. Bundan sonra 700 yılına doğru yine bunu da değiştirip genişleterek son şeklini verdiler. Yahudiler işte bu Talmut’u Yahudiliğin temel kitabı kabul ediyorlar.
Yahudi, sadece zulmün, baskının ve terörün sembolü değil; aynı zamanda kışkırtıcılığın ve bozgunculuğun da sembolü olmuştur. Soysuz Darvin, sapık Freud, sadist Marks… Toplum düzenini bozan, düşünce, inanç, sosyo-ekonomi katilleri; Abdullah İbni Sebe, Bergson, Kant, Durkheim, Rıcardo, Emanuel Levins ve daha birçok filozof bozuntuları ve edepsiz edebiyatçılar da genelde Yahudi’dir. Dünyayı fesada boğan; emperyalizmin, masonluğun, Komünizmin, Satanizmin perde arkasında da yine Yahudileri görmekteyiz.
Yahudi din adamları, her gelen peygamberden sonra onların tebliğ ettiği hak kitabı ve dini tahrif ettiler. Muharref Tevrat’ta olduğu gibi kendilerine göre birer sahte İbrahim, İshak, İsmail, Yakup, Yusuf, Musa, Davud, Süleyman portresi çizip anlattılar. Uydurup anlattıkları bu kişilerden bazılarını ata kabul edip onlara yakıştırdıkları sapık yolu yol edindiler.
İnsan naklederken bile hayâ ediyor. Fakat onların gerçek yüzlerini tanımak için bunların bilinmesi gerekir. Mesela: Muharref Tevrat’ta şunları okuyoruz: Yakub’un, annesiyle birlikte menfaat için yalan söyleyip İshak’ı kandırdıklarını ve İshak’ın, bilmeden Esav’a değil, kardeşi Yakub’a dua edip şöyle dediğini: “Kavimler sana kulluk etsinler ve milletler sana baş eğsinler.” İbrahim (as)’ın yalan söylediğini; Lut’a iki öz kızının içki içirip ilişkiye girerek ondan hamile kaldıklarını; Yakub’un (haşa) Allah ile güreştiğini ve Allah’ı yendiğini… Talmut’ta ise; “Yalan, en iyi iştir. Peygamber de, Allah da yalan söyledi.” dendiğini vs.
Muharref Tevrat’a göre; Allah, insanı kendi suretinde yarattı. Yani Allah, insana benziyor. Hem çok iyi bir insan da değil. (Haşa) aciz, hilekâr, yalancı bir Allah. Ve güreşte “Allah’ı yenen” bir peygambere inanıyorlar. Bu inançtaki bir milletin, Allah tasavvurunu, hesap ve ceza sorumluluğunu düşünün!
Yahudilerin kutsal kitapları Ahd-i Atik’te Hz. Davud’un 9 karısı ve çok sayıda cariyesinin olduğu, Davud (as)’ın-haşa- zina etiği anlatılıyor. (Bkz.Muharref Tevrat, Samuel, 3/2-5, 13; 5/13-16; 11/27; Krallar, 1/3) Ayrıca şu çirkin ifadelere yer veriliyor: “Davud Peygamber, damda gezinirken yıkanan bir kadın görüyor. Kim olduğunu soruşturuyor. Kocasının orduda asker olduğunu öğreniyor. Kadını evine alıyor, onunla zina yapıyor. Sonra komutana bir mektup yazarak kadının kocasını ön safta savaştırıyor. Adam öldürülüyor. Davud da, o askerin dul karısını evine alıp eşlerinin arasına katıyor.” (Muharref Tevrat, Samuel: 11/1- 27; 12/1-14 Bkz. TDV İslam Ansiklopedisi, 9/23 Davud başlığı)
Onlar bu çirkin iftiraları kutsal kitaplarına yazabilirler. Maalesef İslami kaynak kabul edilen kitaplarda da benzer israiliyatlar yer alıyor. Bazı tefsircilere göre (Sad, 38/21-24) ayetlerinin nüzul sebebi kabul ediliyor. (Bkz. Sa’lebi, s. 213, 214) Ö. F. Harman şöyle diyor: “Kur’an ve hadislerin dışında tarih ve tefsir kitaplarında buna benzer pek çok rivayet vardır ki, çoğu Vehb bin Münebbih’e dayanmaktadır ve İsrailiyattır.” (TDV İslam Ansiklopedisi, 9/23)
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız