Kur’-an’ı duymayan insanları, Kur’an bilgisinden mahrum kalmış insanları, Kitaplarından habersiz yaşayan insanları kontrolleri altında tutmanın kolaylığını biliyorlardı. Onun için ısrarla Allah’ın kitabını duymamaya, duyurmamaya çalışıyorlardı. Allah’ın kitabını, Allah’ın ayetlerini kamufle etmeye, örtmeye ve gündemden düşürmeye çalışıyorlardı.
“İnkar edenler: Bu Kur’an’ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz, dediler.” (Fussılet, 41/26)
Kâfirler diyorlar ki, “sakın ha şu Kur’an’ı dinlemeyin. Onun hakkında yaygaralar yapın. Islıklar çalarak, gürültüler çıkararak hem kendinizi, hem de insanları bu kitabı dinlemekten alıkoyun. Böylece belki ona karşı galip gelirsiniz.” Kâfirler bu konudaki yasayı çok iyi biliyorlardı. Kur’-an’ı duymayan insanları, Kur’an bilgisinden mahrum kalmış insanları, Kitaplarından habersiz yaşayan insanları kontrolleri altında tutmanın kolaylığını biliyorlardı. Onun için ısrarla Allah’ın kitabını duymamaya, duyurmamaya çalışıyorlardı. Allah’ın kitabını, Allah’ın ayetlerini kamufle etmeye, örtmeye ve gündemden düşürmeye çalışıyorlardı.
Kesin olarak biliyorlardı ki, insanlar kendi fıtratlarına seslenen Rablerinden gelen kitaplarını duydukları, kitaplarıyla tanıştıkları, Allah’ın talimatlarına, Allah’ın kanunlarına muttali oldukları zaman kesinlikle kendilerininkine değer vermeyecekler, kendilerine kul köle olmayacaklardı. Bu yasayı çok iyi bilen kâfirler şöyle diyorlardı: “Şimdi bu insanlar eğer Allah ayetlerini duyarlarsa o zaman bizimkilere mi uyacaklar, yoksa Allah’ınkilere mi? Bizi mi dinleyecekler, yoksa Allah’ı mı? Böyle bir kaosu yaşamaktansa, en iyisi biz bunlara Allah’ınkileri duyurmayalım.”
“Gürültü yapın, müzik çalın, lağviyyat adına, lehviyyat adına bir şeyler gündeme getirin, gündemi değiştirin. Ekonomi deyin, kazanma deyin, harcama, kalkınma, seçim, geçim deyin ve bu Müslümanların Kur’an’la meşgul olmalarını engelleyin. Ya da piyasaya farklı kitaplar çıkarın, farklı liderler ve önderler çıkarın ki, Müslümanlar Kur’an’a gitmesinler, peygamberleriyle tanışmasınlar,” diyorlardı. Bu konuda yasayı bilen kâfirler gerçekten de pek çokları konusunda muvaffak oluyorlardı. Allah’ın kulları farklı gündemler, farklı kitaplar, farklı önderler peşinde koşarlarken kitaplarını tanıma imkânı bulamayacak, peygamberleriyle ilgilenme zamanı bulamayacaklardı. Bakın En’âm suresinde de bu husus şöyle anlatılır:
Yazının Devamı İçin Abone Olmalısınız